Derviş olup tüm dünyayı dolaştım
Benim gibi dertli kullar çok imiş
Kimi zaman birçok sırra ulaştım
Yeryüzünde bir benzerin,yok imiş
Kulak verdim erenleri dinledim
Ey yar; çölden açılan
Dar bir eşikten geldim sana
Hoyrat rüzgârlarını uzak tut
Davetsiz misafirinden
Küçük bir kum tanesiyim zaten
Gönlünün kumsalında
Günden güne eriyorken
Sabahleyin kalktım erken
Arasa da görsem derken
Dost yolumu bekler imiş
Benim gibi acı çeken
Saat onbir,şubat’ın yirmi dördü
Allah’ım gönlüme nakşını ördü
Kara kışta gözüm baharı gördü
Zemheride açan gülüm ALEYNA
Körpecik bedenin su gibi duru
Aşk bir nefes midir ötelerden üflenen
Yoksa nefesin kesilmesi mi? Ansızın
Gökten inen bir rahmet mi?
Öyle ise bu dünyalı değil aşk
Bayrağımın renginden midir? Nedir
Kırmızı sana,çok yakışıyor
Yıldızından olsa gerek
Kalbinin güzelliği
Yüzünden akıyor.
Dağın bir yüzü sen,diğeriyse ben
Sırt sırta vermiş iki yabancı
Su sızmazdı aramızdan
Şimdi ise ırmaklar akıyor
Ben hiç üşümedim;
Bir gülüşün kafi bana
Daha bir şey istemem
İstemem gözlerine başka gözler değmesin
İstemem ellerini yaban eller tutmasın
Tut artık tut;
Sana açıktır ellerim,
Kadir kıymet bilmeyeni
Senin gibi sevmeyeni
Gözyaşını silmeyeni
Sileceksin defterinden
Derde derman olmayanı
Şehir gibi büyük bir kalbiniz,
Şiir gibi sıcak bir yüreğiniz var
Şair Müdürüm...
Sevgili dostum, yazmış olduğun şiirleri beğeni ile okuyorum. Çok güzel bir yorumun var. Dilin akıcı, her mısran değişik bir haz veriyor insana, kalemin dert görmesin yüreğine sağlık