Sevgini taşımak değil
Hasretini dindirmek zor
Gülmeyi özlemek değil
Ağlamayı susturmak zor
Uykuları bölmek değil
Bir bakışta talan ettin gönlümü
İsyankârım, aşk çölüne düşeli
Perde indi göremedim önümü
Sevdakârım, aşk çölüne düşeli
Karasevda yeli eser başımda
Ben bir köy öğretmeniyim
Unutulmuşluğun ortasında.
Ama unutmadığım bir şey, var.
Kendime verdiğim,söz,
Söz vermiştim kendime, söz…
Şartlar ne olursa olsun
Nerde o eski günler
Eski şehirler, eski evler
Eski şarkılar
Eski arkadaşlıklar da yok artık
Yokluk girdabının içindeyim adeta
Oysa; her şey ne kadar güzeldi eskiden
Mendil satan çocuğun,
Koluyla burnunu silmesi gibi.
Yoksul beden işçisinin,
Yanık bir uzun hava çekmesi gibi
Acımasızdır,bizlere sunulan hayat.
Kim bilir..! Heyhat..!
Dertli turnam uçuyorsun havadan
Benzin solmuş içindeki karadan
Haberim var sinendeki yaradan
Dert yüklüyüm bende derman arama
Bakınca yüzüne hep acı acı
Gönle girip aşk badesi içtirir
Bir hoş eder kendisinden geçtirir
Umut ekip dert tarlası biçtirir
Kara sevda illetine, düşte gör
Sevda çöllerinde susuz gezdirir
Ey yaradan,yaradan
Yeri göğü yaradan
Bir kor düştü yüreğe
Kurtulamam yara'dan
Bak aradan,aradan
Şehir gibi büyük bir kalbiniz,
Şiir gibi sıcak bir yüreğiniz var
Şair Müdürüm...
Sevgili dostum, yazmış olduğun şiirleri beğeni ile okuyorum. Çok güzel bir yorumun var. Dilin akıcı, her mısran değişik bir haz veriyor insana, kalemin dert görmesin yüreğine sağlık