Bir felaket ki; sormayın
Uykunun en tatlı anında yakalandı insanlar
Arz’ın altında uyandı sanki devler
Bir beşik misali sallandı bütün evler.
Güneş doğunca anlaşıldı
Yokluğunda karaları bağlarken
Kor ateşle hasretimi dağlarken
Gül yüzüne bakıp bakıp ağlarken
Bir umutla gözlerine sığındım
Bunca derdi yüklenmişken sırtıma
Son mum da eriyordu karanlıkta,
Ümitlerimi hapsedercesine
Düşüncelerimse çırpınıyordu,
Teslim olmamak için karanlığa.
Karanlığın içinde zulüm gizli
Yıllar yılı bir yalan dalmışsın
Acılardan nasibini almışsın
Efkârını hep içine salmışsın
Bunca dertler ağır sana be kalbim
Ah çekerek ufuklara bakmışsın
Kulağımda sesin kaldı,
Dilimde ismin.
Tenimde kokun kaldı,
Ellerimde resmin.
Aklım sende kaldı,
Nefesimde, nefesin.
Vatan için yürek olur atarız
Canımzı al bayrağa adarız
Şehadeti şerbet diye tadarız
Ülkücünün damarına basmayın
Millet için mecnun olur gezeriz
Her gün seni anıyorum
Alev alev yanıyorum
Yürek yürek kanıyorum
Sarsan artık ne fark eder
Sana kafa yoruyorum
Âşıklar divanında anladım ki çokmuşum
Alnının yazısında bu dünyalık yokmuşum
Acemi bir avcının yayındaki okmuşum
Yaralı kalbi tam hedeften vurmuşum meğer
Kaderin kıskacında, yüzükoyun çökmüşüm
Ölmek;
Hasreti gizlemektir
Bir mermi çekirdeğine
Barut barut…
Sevmek;
Yüreği kovana koyup
Bebek katilleri talimat verdi
Devletim kırmızı halılar serdi
Barış falan değil,bunların derdi
Hainleri gözlerinden tanırım
Kulağıma kara haber çalındı
Şehir gibi büyük bir kalbiniz,
Şiir gibi sıcak bir yüreğiniz var
Şair Müdürüm...
Sevgili dostum, yazmış olduğun şiirleri beğeni ile okuyorum. Çok güzel bir yorumun var. Dilin akıcı, her mısran değişik bir haz veriyor insana, kalemin dert görmesin yüreğine sağlık