Sokakların ıssızlığına
Gecenin karanlığına
Islak kaldırım taşlarına
Aldırmadan...
Yalnız adam yatıyor
Küçük dağın yamacında
Söğütgediği benim köyüm
Sabah güneşini görmez
Evinin küçücük penceresinde
Benim köyümün insanı
Şafak vakti hareket saati
seni sana soruyorum
sen istediğinde
beni şaşırtacak kadar
yakınımdasın
benim beklediğimde
beni delirtecek kadar
Gözlerinin işgalinde
Yüreğim darmadağın
Bakışlarında ihanet
Özgürlüğü yaşatamadan
Sevdalara vuruldum
Gidiyorum...
Yıllar sonra geçersen
Çocuklarım ve zenci kocan
Bakacaklar yüzüme belkide
Bir yabancı gibi
Çocuksu gözlerle
Biri anne diyecek
Seni seviyorum
Diye fısıldayıverdim
Günün son kızıllığı
Düşerken saçlarına
Öylesine yüzüme baktı
Gerçekmiydi sözlerim
Şafak vakti
Sabahın erken saatleri
Usulca yatağından kalktı
Çalışmak zorundaydı adam
Hafta yedi gün hergün
Yaşam kavgası
Hatırlarmısın bilmem
Güneşin son kızıllığı
Dağlarla buluşması
Seninle son görüşmemiz
O kadar çok istemiştimki
Sonkez gözgöze gelmek
Saat gece yarısı
Ben yine uyuyamıyorum
Gözlerim önümde duran kitapta
Maksadım kitap okumak değil
Birşeylerle meşgul görünerek
Seni yalnızca seni düşünmek
Sensiz seni düşünüyor
Bensizliği isteyişine
Hiçbir şey yapamayışıma
Ağlıyorum çaresizliğime
Tiksinerek kendimden
Istıraptan kurumuş dudaklarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!