Saati durdurun, benim için.
Depreşti yüreğimdeki acı.
Beşi çalmadı henüz,
Ve ben salasını bekliyorum sabahın.
Ne olur durdurun zamanı,
Kendimi dinliyorum soğuk, ve sessiz,
Bıraktım artık zamanı zamana,
onada bir hak veriyorum, yaşarken içinde,
bize verdiği kadar.
Umut, istek, sevinç,
özlem ve üzüntüler, yüzerken içinde.
Zamana zaman tanıdım.
Yağmur başladığında,
sızarak gelen suyu kovalardım,
kaldırım kenarındaki ucunu yakalamak için.
Zırıl zırıl ıslanacağımı bile bile.
Bilmediğim şeyi öğretti bulutlar,
bu kovalamacada.
İiki kelime yetecekmi anlatmaya.
Kuşların uçtuğu yol kadar,
Konuştuğun kelimeler kadar,
Balinaların göç yolu uzunluğundada yazsam.
Anlatamamki sevmeyi..
Yıpranmış tırnaklar, tırmalamadan.
Mücadele kolay değil gibi sanki.
Bir istasyondan kalkar gibi çalıyor,
Çarpıyor, buharlı gibi kazanlı tren.
Kalp işte sıcak.
Usul usul almaya devam ediyor,
Gemiler geçer boğazından, İstanbulun.
Sayarım bazen, bazende seyrederim.
Gözlerim dolar, hüzünlenirim.
Hep içinde sen varmışsın gibi gelir.
Sanki kaçırır seni benden.
Unutmasın, işlesin içine, satırların,
Çizgisi kesilmeden, murekkebi bitmeden.
Mavinin en güzel tonu olsun,
Derinlikleri gibi denizlerin,
Kan kırmızı olsun, koyulanmış.
Güneşin doğum günü.
Son fırtı almadan kadehten
Tutkularım hezeyana geldi işte,
Anlasana kardeşim, güneşi batırdık,
Sıra geldi ayı batırmaya.
Yürekten bir gülücük attım,
Karanlıkla yıldızların arasına.
Usta sevmek nasılmış anladınmı şimdi.
Artık inanma istersen sevmeye olurmu?
Koca adam koca kadınını kaybetti be, kolaymı bu ha.
Hala içimde, hala beynimde, hala banliğimde.
Bittimi usta ne dersin?
Sonu olmayan bir şey gibi değilmi bazı sevgilerin filizlenmesi.
Yağmur birikiyor damar damar sokaklarda,
Gözler kelepçenemmiş akşamlarına şehrin,
Dağ, taş, toprak avaz avaz,
Bağırıyorsun çatısından dünyanın,
Ve sen bir köşede ağıtlarınla,
avaz avaz…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!