Günlerden eylül içi,
sonbahar kapısı,
sarı tonların başlangıcı...
Sevdalı yüreklerin haykırma mevsimi..
Acıların depreştiği,
Yaraların pansuman kabul etmediği günler.
Beni çok iyi tanırsın,
İçimdeki hasreti, sana olan duygularımı ve tutkumu.
Beni çok iyi anlarsın,
İçimdeki acıyı ve devamlı kanayan yarayı.
Sen beni çok iyi tanırsın ve anlarsın.
Sulu gözlerimi ve yufka yüreğimi,
Gözüne düşen ter damlası yürek.
Karanlıkta bile bir perde,.
hadi gitsin buğulu görüntü,
sonsuz olsun sonu kaderin.
Saç tel tel, siyahsız, kırlaşmış...
Kırışmışmaya yüz tutan ten.
Aşk yaşamak gibi.
Sarıp, sarmalanan sonsuza dek.
Aşk ayrılık gibi,
Uzayıp giden, takvim yaprakları.
Aşk acı gibi,
Sızısı geçmeksizin büyüyen.
Yahu bırak artık, çık git içimden ne olur,
Kahır oldu sevdam, acı oldu.
Avutmaya kalksamda kendimi,
Nafile olmuyor işte gülüm.
Sigaramın dumanı yukarıya çıkarken seni, silüetini gösteriyor,
Kadehimin kenarında bile senin dudakların var.
Ne zaman sıkılsan,
Hüzün çökse içine,
Bir iki satır yazmaya kalksan,
Yanındaki bendim işte.
Karanlıktan kortuğunda,
Fırtınadayken yüreğin,
Uzak gökyüzü karanlığa,
Soluksuzca…
Dumanaltı odada sesslik,
Nedensiz gözlüyor bakışlar,
Resmin badanalı duvarlarda..
..oradan oraya,
Bir ev vardı…
tepede … bulutlara yakın.
Kuş uçuşu bir dakika denizlere…
Yaban kuşlarının çatısına yuvaladığı
….uçurumlara yakın.
İncecik..kıvrım kıvrım patikasında..
Ölelim
Yazdan sonra kış gelecek,
ve böylece seneler geçecek.
Taş zannedilen sevgiler,
kum olacak güneş ve kardan.
Ölüm kaç kere gelir yanına,
Sık gırtlağını gelsin,
Kır buynunu gelsin,
Bak ne kadar kolay.
Boğlursan gelir,
Kurşun sıkılırsa başına gelir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!