Silahla kazandığın o zafer,
Düşüncenle daha da yüceldi,
Dünya kılıçların yanında,
Kaleminde gereğini öğrendi,
Saltanatla kaldırdın, Türk üstünden belayı,
İlk tanıştığımız an,
Bu muhteşem sevginin,
Sonunda ayrılık var,
Deselerdi;
Seni yine severdim.
Bana bu ayrılığı,
Gözlerimden yaş düşmeye çalışır,
Kör gururum engel olur durdurur,
Yüreğimde öfke görür alışır,
Ortalıkta kuruyarak son bulur.
Gönül pınarından bir mercan suyu,
Kaybeden zor bulurmuş, çiçekleri solmadan,
Sonra feryat edermiş, yaratana durmadan,
Bin pişmanlık içinde, sayıklarken ismini,
Son kez görmek istermiş, dünyadan ayrılmadan.
Sonrası var bilirim, cennet de dertleşirler,
Çok çekti bu zavallı, diyerek eğleşirler,
Bana acınmasına, razıyım bil ne olur,
Bir kerecik desinler, ne güzel söyleşirler.
Tehlikenin sonu, geldi diyerek,
Rehavet içine, düşebilirsin,
Kalbinin sesine, kulak vererek,
Bir gün gelir, sende sevebilirsin.
Nasıl oldu bilmem, diye bu sevda,
Haddinden fazla bakılan,
Ama yeşermeyen bir çiçeksin.
Önüne sunulmuşsa bu acı şarap,
İstesen de istemesen de içeceksin.
Şayet bir yüreğe sahipsen,
Bir gün mecburen seçeceksin,
Aşkımın üstünde, bu gölge nedir?
İhsan eyle bir kez, çek ellerini,
Yürek ışığında, sevda tendedir,
Minnetim üstünde, sil gözlerini.
Israrım can sıkar, bu inat nedir?
Yüreğimden akan yaşlara nispet,
Göz pınarlarım suskun,
Ruhum hala kimsesiz,
Gündüz ışık arayan, alimler gibi,
Gençlik günlerim, geçiyor sensiz.
Yüreğimden kopan,küçük parçalar,
Gözyaşını bulup,çam balı olmuş,
Deryaya saldığım, uzun kancalar,
Tadına varılmaz, bu aşkı bulmuş.
Aramış durmadan, hayal ederek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!