Yine böyle bir rüzgar
Çalmıştı ellerimden
Mutluluğun düşünü
Şimdi,
Aynı rüzgar yırtıyor
Mazimizin döşünü
Yayık gümbürtülü sabahlarda
Dam başı gece sefalarım
Ve güneş çarpması uyanışlarım
Tandıra ekmek çalan
Maharetli, kınalı parmakların,
Tapışlama sesleri
Bir anda başladı her şey aniden
Kirpiğin ok gibi üstüme saldın
Bakışınla vurup taa.. en derinden
Usul usul akıp gönlüme daldın…
Sen ömür bahçemde güldün açardın
Geceler…
Ahh.. Geceler..
Kara dokulu
Hüzün buğulu
Hasret kokulu geceler…
İkisi de beyaz, kristalize…
Girdab-ı bela bu, bir manyetize
Büyülü bu hâl, bu ipnotize
Biri, yara açar, diğeri yakar…
Denizlerde tuz var, kutuplarda buz…
İster beşeri olsun
İster İlahi
İster burnumuzun dibinde olsun
İster milyon kat üstünde arşın
Tüm güçlüklerine
Bütün acılarına karşın
Ben Mor’u sevdim
Menekşeyle sümbülü
Leylakla gonca gülü
Dağlardaki bülbülü
Atlardan siyah-doru
O ne küstahtır o!
Bilmedin, bilemedin!
Umursamazlığını,
İnatçılığını..
Tüm söylenenlere
Vurdumduymazlığını
’’ SEN DOKUN
DEĞDİĞİN YER DAĞLANSIN...
MÜHRÜNLE DAMGALANSIN Kİ;
HER GÖREN ANLASIN,
YAZILI ADRESİMİ! ’’
,,,,,,,,,,,,,,,,
Hepsi onun suçu
O küçük meleğin
Öyle koşturdu ki
Rüya gibi bir doku
Ve yaşatmak için
...O en umutlu şoku
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!