Ey benim sürgün sebebim
İki dudağına cennet verdiğim
Gel tut elimi
Günahına al gönlünü aç
Kurak toprak duysun sesimi
Ben geldim
Bir memleket uyanır
Buğday sarısı evler
Gökyüzü kapıları
Uçsuz bucaksız dağlara
Bir kadın uyanır
Güneşe merhaba
Binlerin vakti
Uzunca rüyalar görülür
Beyinde açan çiçek solmuş
Nefret sevgiyle kavuşmuştur
Yalnızlık alır beşeri
Karanlık bile saklamaz bedeni
Duydun mu ey Hayat
Bir mevsim daha geliyormuş
Ölü insanlar şehrine
Saati günü bilinmez
Geldiği yerin rüzgarına kesmiş bileti
Yaşam dolu sabahlar
Herşey gökyüzüyle başladı
Dizlerini kırdı bir hayvan
Meydan okudu bildiği yere
Bakmaktan sıkıldı toprağa
Göğü gördü
İşte orda oldu olucak olan
Tanrım neden
Bir ihtimalle yaşattın beni
Varlığım yok arasında iken
Neden aydınlatın
Neden kayıp tarafımı gösterdin
Beni karanlığımdan ettin
Uzak İki şehrin hikayesi var bizde
Aynı göğe sahibiz
İlk günü yaşıyoruz
Benzer insanlar etrafımızda
İlelebet düşünüyoruz birbirimizi
Sevgi meşk olmuş dilimizde
Yine kazandı kendini bilen
Kaybettiği neydi
Kim ne kazandı bu illetten
Yeşile sarı ışıklar düşerken izlediğim
Akşamları şehre bakan küçük pencerem
Yine başındayım
Günler geçmiş
Bilsen neredeyim
İnsan kokusu var üstümde
Bilmediğim belirtemediğim
Kendimle değilim
Aydınlık çöküyor üstüme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!