1955'li yıllarda;
Boza, dükkanda satılmazdı.
Ve insanlar
...................geç vakte kadar oturmazdı
Özellikle bol kârlı kış günlerinde
ve kuşları donduran zemheri gecelerde
Ey İbrahim, diyorsun ki:
“Son duayı unuttun! ”
Çok haklısın, o yıllarda
Ben, dövende çocuktum!
*
Harman yeri kuru kalsın
Taka -tak..tak-tak..taka-tak,,tak
Boyacı çocuk sandığa vurur.
Emeği , vurduğu boyada kurur
Hayatı fırçalar, fırçalar durur
Üzülürüm..üzülürüm..
.................................elimde değil!
“Köpek havlar
Kedi miyavlar..”
Kuş cıgıldar
Ağaç çiçek açar….
…………”vakti gelince”
Hancılar hanlarda yolcu beklerken
Parmaklar, tırnakla pire ezerken
Demirciler örslerde demir döverken
Henüz doğmamıştın Belkoop Evleri
Öküzler yollara tezek saçarken
DNA’sını Allah’tan
Gıdasını topraktan
Suyunu buluttan alan
Ahlat ağacım!
Sen,
otuz yıldır bahçemi süsleyen,
Duydunuz mu çocuklar
Bahar gelmiş bağlara
Bademler çiçek açmış
Kuşlar konmuş dallara
……………..
Karlar çoktan erimiş
Aylardan ya eylüldü
sanırım
.............ya da kasım
İki küçük bebekle
kanguruya benzerdi
Otuz yıl kadar oldu;
bir köy halkı kadar insan,
bu apartmana taşınalı
Bulutlara doğru uzanan
24 daireli küçük bir köy!
Buyrun dostlarım, buyrun!
Şiir soframı kurdum!
Ben, bugünkü menüye
Mardin köftesi koydum!
…………*…
Bana düştü tasası
sevgili Ali Koç hocam lütfen heyecanımı hoş görün, bu benim için çok güzel,süper bir tesadüf oldu.şairlik durumunuzu bilmiyorduk.necdet hocayı biliyorduk ta,siz
bize böyle birşey demediniz.ama çok mutlu oldum. lütfen bir iletişim adresi verin.sevgiler.en de emekli oldum.özel kolejlere geçtim.lü ...
sevgili hocam size nasıl ulaşabilrim.lütfen msn ize beni eklermisiniz