Kırmızı koşuşturmaların içinde
sevinç ürpertileri yedisinde
neden sonra bir ağlayış
ondan sonra hep gülüş
yılgınlıktaki üzüntülü çiçeklere...
Yağmurda yürürken sigara içmek
ve de yürümekten sırılsıklam olmus ayaklara rağmen yılmamak
tunalıdan kızılaya doğru
son bir karanfil dahi kalsa elinde
renksizliklerden sıyrılıp kaçabilme sonsuzluğu
yani...
Beni sevmeni istememiştim senden
anlamsız bakışlarının sebebiydi
yanağımdaki gözyaşları
ölümsüz sanıp kendimi
yanına gelme telaşıydı nefes alamamam...
Elektrikler kesilmeden son bir kar yağarsa
yarınki gözyaşlarına şehrin
bakmışsın sistemsiz birlikteliklerimiz
kurgusal ayrılıklardan ibaret kalır sabah beşte
bir de elim kaza sonucu yalnızlığımızı yitirsek
yanlış teşekkürlerin unutulmadığı
bahardan da birsey kalmadi aslinda
ben de o maviligi ariyorum
bircok kez buldugumu sanip
ellerimden akip ugurladim o maviligi bir tren garinda
hem ben hic trene binmedim ki
gunes dogarken
Ve sonunda kelimeler de tüketildi
ancak
-her nasıl olduysa-
iki küçük kelime çıktı
kırmızı başlıklı kızın çıkınından
ve de sadece iki kişi için
Güneşle dünyaya gelir
güneşle giderim
ay ışığı bir selanik türküsü söylerken
işte tam ordayımdır...
bir gider,
hiç gelmem...
denizden geliyor sesizce,
bu yosun kokuları
sokaklarında rüzgar olan bir sigaradaki son nefes
dolastigimiz,
yollar sonbahara ciksa da hep,
sevda mayistan yana,
Nefes alışlarım bile karmakarışık
en kısa yol gibi gözüken tek olan belki de
GERİSİ ZİFİRİ...
Mavi...
Sirilsiklam bir sokata islik calmak gecenin bir saati,
ve de kimseye duyuramamak?
belki de tek bir kisinin duymasi ardindan,
bir bekci dudugu
sabahin dordu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!