Afyonkarahisar, İlimiz bizim
Geldi bahar, açtı, gülümüz bizim
Halimiz de, kâlimiz de güzeldir
Kaymak, lokum tatlı, dilimiz bizim
Afyon Kocatepe, gözümüz bizim
Su köprüyü bölünce, engel girer araya
Usta cerrah neşter atmaz, iltihaplı yaraya
Sağlam odun zor yanar, kolay kolay tutuşmaz
Yakmak için ihtiyaç var, kendi cinsi çıraya
BİZİM EKALİYET
Belli bunlar, kanı bozuk
Verilen, emeğe, yazık
Kâfirden, almışlar azık
Sen ne yapsan, düşman dostu
BİZİMKİLER
Yüklemiş kalbine, kini garazı
Bundan şedit olmaz, kalbin arazı
Öcünü almaya, her şeye razı
İnsanlıktan çıkmış, farkında değil
Uzanır yolları, ova boyunca
Açar bahçesinde, gül ile gonca
Özüne ekilir, fiğ ile yonca
Havası hoştur, bizim köylerin
Dereleri vardır, setlerden taşar
BOŞ GİTME DÜNYADAN
İki günü, aynı olan, zararda
Tövbeye yakınlık, vardır ikrarda
Ülfet peydah eder, günah tekrarda
Aşikâr işlersen, günah katlanır
Varlık yokluk arası, çok güvensiz bir denge
Ölüm kalım savaşı, hazır ol büyük cenge
Önünde var iki yol, birisine hazır ol
Olacaksın büyük devlet, ya zâlime sömürge
Müphem nokta kalmadı, vaziyet ayan beyan
BÖYLESİ
Öyle zât-ı muhterem ki, bulunmaz bir hint kumaşı
Kendisini lanse etmek, bütün gayret ve uğraşı
Hakikatten uzak durur, sever oyun ve oynaşı
Böylesine ne demeli, ayağı hiç değmez yere
Buraya kadar
Demiştik ahdimiz mezara kadar
Üzgünüm dostlarım mümkün degilmiş
Yoksa dostluklara değdi mi nazar
Kimi dim dik kalmış kimi eğilmiş
BU DÜNYA TARLA
Ömür dediğin ne? Dünyaya nazar
Mülküm sanar, tamahkârla, işgüzâr
Kısa bir seyahat, beşik ve mezar
Deden varsa, nerde onun dedesi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!