I.
ustasın usta
denizden yüksünmek
ve dalgaları kendine küstürmek konusunda..
bencil ve somurtkan akşamlarda,
kara murt danesidir aşk
uçurumlardan intihara atlarken kırlangıç
kirpiklerimi barıştırmaz zaman
kesif nikotin kokusunda geceliyor türkü
hangi akrebin zehrine banmış başıboş yelkovan
şehirleri dikizleyen güzel tepeleri
nedense hep sarhoşlar ve deliler zapteder.
ağır ağır leylak kokusuna keser ya gece;
ben de işte öylece sana bürünüyor
gözlerini tepe/liyorum..
kısa keselim uzamadan bilmece
ne zaman adam olacak bu hoyrat akşam üstleri
uykularıma giren kuytu kuyu başka bir alem
Leyl/a bambAŞKa!
kambur sırtımda; tanıdık, çıplak ayak izleri
her yol varıyor rüzgarlı akşamlara
Leyla buğulu fotoğraflara yansıyor
gülüşlerine kırmızı güller düşesice..
ki pembeye çalan üşümüş dudaklara
kızıl kan (d) işler usta aşıklar..
ayıp!
sus! ...
sızısı kırmızılı yılkı atı
fırtınaya astığında ıslıklarını
yazı kışı yıkılmış anılarını alkışlarmış,
yanık sırtında ılık dargınlıklar
hatırlar(mıy) mış
sarısının yarısı yakılmış yıldızların Tarık’tan ayrılışlarını..
uçurumlar arşınladığında
henüz terlememişti bıyığı,
mezarlık duvarlarına tırmananların ele başıydı
gözü ela saçı sarı sevdalar edinirdi diğerleri
ve kitap arkalarına kazırlardı şiirleri
yine ve fakat nedense hep;
geldim işte geldim! ..
uzak diyarlardan
......................raylar eskiterek...
tipi boran kar kış gördüm,
nerede nasıl yanarsan yan
parmak uçlarımda biraz kül..
ikimizlik bir sevda bu
önce harlanmış
sonra horlanmış tarafımızdan..
kartpostalı yapılacak kadar güzel
ve sevgiliye gönderilecek kadar özel
bir güldün..
bir güldün!
ince ince yağasım geldi şehre,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!