Bir sakısıda gül olayım pencerini önünde
Gün yüzünü görmeden ben göreyim seni
Toprağına düşen bir damla su olayım
Güneşin yüzüne baktığı susuz çöllerde
Ben olayım seni kovalayan zaman içinde
Sen kaç ben kovalayayım gece önde gündüz peşinde..
Başkaları bilmez
Geçerken bir gemi nasıl aşıktır kız kulesine
İki bilet mesafesinde aşıklar
Yakasını gördüğü kıtanın güzeline
Köprüler dar geliyor kavuşmak için birbirine
Bakın endamına topkapının
Pencerenin önünde öyle durup
Yolculuklar hayal etmek olurdu
Bir otobüs camının garantisindeki yanağına
Dar ve bozuk yolların titreşimler vermesiydi
Boyundan büyük insanlar tanıması
Değmesin sana diller
Uzakolsun bütün öksüz ve yetim sıfatlar
Sen sevilmeye enlayık olan
Sen gönüllere aşk diye dolansın
Bir kahraman arıyor gözler
Erguvanlar açıyor bahçelerinde
Gül kokulu sokaklardan
Kelepçeli geçiyor
Simsiyah bir göze yansıyor rengi.
Adam olmak bu diyor şair gidenlere
Adam olmak oluyor
Su gibisin ne tadından nede kokundan bıkılır senin.
Ay gibisin yüzünde huzuru taşır korkularına tesellisin karanlıktan korkanların.
Akan dere gibisin sesinde taşırsın tüm sırlarını ormanın
Ve hayatsın taşıdığın balıkların gözünde
Sen gözlerimle gördüğüm her güzelliğin öznesisin.
Keskin bir dille kesip
Sağlam bir iple astım kendimi
Karşıki aynanın duvarına.
Ters çevirdim bütün olan biteni
Sen kapıdan gir diye
Kapı yanlış duvarda asılı
Sesin gelir gecenin içinden
Bir bardak su tadındaki muhabbetini
Makinenin biip sesi bozar
Bir karanlık gölge çöker üstüme
Ben geldim sen gitmiştin.
Çapanın kardioloji bölümünde.
Tepemde alıcı kuşlar dört döner semayı
Güzelliğine kurban olayım
Alsa da canımı rab bir kaldırım taşında
Güzel İstanbul um sensin başıma dam
Aklımda sürülen sonsuz roman..
Gidip gelişlerin bir yolu yordamı yok tabi,
Her yol sana çıkıyor
Sesiz çarpıntılarda adını haykırırken kalbim
Rahatsız oluyor bu çığlıkda bütün gürültüler
Zaman iğnesinden bir iplik geçirip
Yamıyorum sensizlikten yırtılan yanlarımı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!