Her gün annemi düşündüm,
sütten ayırıp gönderdiler uzaklara,
tahta evin çatısından koparıp,
beton duvarlar için.
Babamla çocuk gelin, çocuk damat,
ellerinde bir kuru ekmek,
yeşildir artık yüreğinde kara bulut
bugün anneler günü annem beni unut
evde acılar koynuna yangelip yatmış
inadına giyin sen de mayısa batmış
yürü sokakta çocukların düşü aksın
Devamını Oku
bugün anneler günü annem beni unut
evde acılar koynuna yangelip yatmış
inadına giyin sen de mayısa batmış
yürü sokakta çocukların düşü aksın
Çocuk aklı işte… Oyuncak bebek, ses çıkardığı için "kafa şişiriyor" denilerek yakılmış; bebeğin sahibi olan çocuk ise ses çıkarmadan, içine ağlamış. Oysa gerçekte sesi yüzünden değil, onu yıkmak için yakmışlar. Çünkü daha paketten yeni çıkmış bir oyuncaktı.
Çığlıkların sıradanlaştığı yerlerde, sesler uğultuya karışır; denemeye cesaret eden ise asi, sinirli, geçimsiz diye damgalanır. Buna kendisi de inanırsa, yalnızlık bir ömür peşini bırakmaz. Belki bir duvar örer, aslında kendini hapsettiği. Ya da hep gider, hep terk eder. İyilere bile inanmaz. Belki de inanmamakla, iyilerin hakkına girer.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta