Bir kalabalıkta yürüyorum,
Günlerden ne salı ne pazar.
Aklım hayret derecesinde karışık,
Ne bir yokuş iniyorum,
Ne bir köşe dönüyorum.
Aşk enteresan bir malzemedir.
Ateş gibidir, su gibidir,
Rüzgar gibidir aşk!
Ya yakar, boğar ve dağıtır,
Ya da ısıtır, yaşatır ve tazeler...
Biliyor musun; iyice kararmadan daha hava, sabah oluyor artık.
Dinlenemiyorum, gözlerimi yumamıyorum, sessizleşemiyorum.
Gün boyu uğultu kaplıyor yüreğimi biliyor musun.
Sokak, sokak değil,
Ekmek, ekmek değil,
Güneş... güneş değil, biliyor musun?
Öyle garip bir aşktır ki bu;
Örselenmektedir kendi yoğunluğundan,
Zarar görmektedir ve zarar vermektedir.
Yüceliğinin altında her şey ezilmektedir;
Bahar iki tutam çimen olmaktadır...
Sanırsın yalnızlığa bir tek o döküldü!
Bir tek onun yüreği yürek, gerisi lahana
Sanki bizim içimiz acımaz
Sanki bizim kırıklıklarımız yok
Bir tek onun hakkı ağlamak, gayrısı soğan marifeti
Sanırsın o çiçeklerden leylak
Uzakta değilim, uzaklaşabilmiş değilim
Gölgemin dibinde duruyorum...
Talihin bana uğrayacak dermanı yokmuş
Yorgunmuş sabahtan beri dolaşmaktan
Rica etti, sonra uğrasam dedi
Kıramadım...
Gergin tenkafesin altında,
Kocaman bir yürek vardı.
Odacıklarında harfler yazardı;
Harfleri birleştirsen destan çıkardı.
Destanda bir oğlanla bir kız vardı,
Kız venüste, oğlan buralarda yaşardı.
Bu şiire nasıl dahil edilebilir ki
İki yana açık kolların?
Suç bende mi, kabahat bende mi,
Sen benziyorsan leylaklara?
Hanımeli kokulu ellerin varsa,
En güzeli hangisiydi derlerse,
Seni derim.
En günahı hangisiydi derlerse,
Kaçamam. Yine seni derim...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!