Alacalı Şair-Yazar Durdu Şahin’in daveti üzerine bu şirin ilçeye gittik. Alacaya ulaştığımızda Durdu Şahin hocayı Seviye Dergisi’nde çalışırken bulduk. Aramızda sıcak bir dostluk karşılaşması yaşandı. Bilgisayarda çalıştığını görünce üç-beş dakikalık müsade alıp Alacanın meşhur sucuk ekmeğinden tatmaya çıktım.
Çok geçmeden şairler birer ikişer gelmeye ve Seviye Dergisini doldurmaya başladılar. Bir çoğu önceden görüştüğümüz dostlarımızdı. Ancak Alacalı şairlerle yeni karşılaşıyor, yeni tanışıyorduk. Durdu Şahin Hocayı tanımayan yoktu, o Ortaanadolu’nun en tanınmış, en ünlü şairlerindendi. Gelenlerle tek tek tokalaşıyor, özel ilgileniyor, sonra da şairlerle tanıştırıp grubun arasına katıyordu. Onun hazırlattıgı meşhur su böreğinden tadıp sucuklu dürümlerimizi yerken misafirler de Engelliler Dernegini doldurmaya başlamışlardı. Sabah kahvaltımızı Engelliler Derneğinin salonunda yaptık.
Durdu Hoca yerinde duramıyor, kıpır kıpır kıpırdıyor, hizmette sınır yoktur düsturunu vermeye alışıyordu. Onunla şakalaşırken bir yandan da atıştırmaya devam ediyorduk. Edebiyat Defteri Yöneticilerinden Habip Dağ, Secaattin Öztürk, Selami Sevinç, Lütfiye Bulhaz Sevinç, Emine Güner birlikte gelmişlerdi. Arkadaşların sıcak muhabbeti, şakaları aramızdaki buzları eritip hoş bir dostluğa dönüştürüvermişti.
Alacalı şairlerin yanı sıra Ankara’dan gelen Ozan İlo ile Makberi de aramıza katıldılar. Durdu Hocanın yerinde duramayan tavrı, tatlı heyecanı hepimizin ilgisini çekmişti. Ona takılıdığımızda: 'Rahatsız olmayın, ben böyle rahatım, şu tatlı heyecanı bırakın yaşayayım' diyor, bizi susturuyordu. Tedirgin değil, tatlı, hoş bir telaş içinde dolaşıyordu. Şiire Sevdalı, Şairlere dost, kültür adamlarının ortak noktasıydı bu coşku...
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla