Bir gece vakti çıktım karşıki tepelere,
İçimi dökmek için şu siyah gecelere.
Ağustos On Yedisi, saat geçmiş on biri,
Gökte henüz mehtap yok, yıldızlar iri iri.
Bir de meltem rüzgarı hafif hafif esiyor,
Yaslı gönlümü başka alemlere itiyor.
Tarifsiz kederlerle bigane dertli başım,
Ağlamak istiyorum gözden akmıyor yaşım.
Konuyor yanağıma karanlığın busesi,
Galiba bu ömrümün en karanlık gecesi.
Bir baykuşun feryadı çınlayınca ağaçtan,
Bu ses çıkardı beni melankolik girdaptan.
Bir baktım ki gelmişim çimenli bir alana,
Sanki halı serilmiş ayağımın altına.
İçimden gelen bir ses; “uzan”, diyor “yerlere,
Yıldızlara bak seyret sığmıyorlar göklere,”
“Hepsi de pırıl, pırıl nasılda yanıp, söner,
Kimi durur gibidir, kimisi sanki döner.”
Olduğum yere çöktüm, uzandım arka üstü,
O ne muhteşem cezbe, o ne mükemmel süstü.
Sanki gök kubbe tavan, dünya insanın evi,
Yıldızlarsa tavanda birer gümüşten çivi.
Biraz büyükçe idi aralarında biri,
Hepsine yol gösterir, sanki onların piri.
Adı: ‘Akşam Yıldızı’, yolcular mihribanı,
Bana seslendi, dedi: “Ey canımın cananı! ”
“Göklerde öyle şeyler olur ki akıl ermez,
Kafa patlatmakla da bu sırlara erilmez.”
“Bütün bildiğin ancak deryada bir damlacık,
Gördüğüne aldandın biçare zavallıcık.”
“Bizim parıltımıza ettin onca iltifat,
Ya mehtabı görseydin roman yazardın heyhat.”
“Sen gibi nelerini gördük bin yıllardır biz,
Bazıları bizlere tapardı sessiz sessiz.”
“Onlar gibi değil de İbrahim gibi düşün,
Gönlündeki ateşler gülistana dönüşsün.”
Böylece veda ettim yıldızlar beldesine,
Yavaş, yavaş yürüdüm ‘Gülistan Ülkesi’ne...
(17. Ağustos. 1985 - İzmir)
Ali OskanKayıt Tarihi : 20.6.2006 10:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!