Akrostiş = Say Sayma Şiiri - Mehmet Çoban

Yok saymak en büyük yanılgıdır.. Her inancın, düşüncenin, yaşam biçiminin, toplumda kendini var kılmasına engel koyan düşünceler dayatmacılıktan ayrı düşünülemez. Toplumlarda sadece belirli inançların taleplerinin olabileceğini, şu şu şu inançlara ait taleplerin olamayacağını söylemek ne kadar abes bir şeydir. Ki aynı mantıkla bunları söyleyenlerinde taleplerinin olamayacağını varsayan düşünceler bir gün erk olarak karşılarına dikildiğinde, özgürlüklerini sorgulayacakları muhakkaktır. Biliyoruz ki, hiçbir inanç toplumda kendinin yok sayılmasını istemez. Kendi inançlarının toplumda yok sayılmasını istemeyenlerin korkuları nedeniyle diğer inançların yok sayılmasını istemeleri ne çok bencilliktir. İnsanlık tarihinin önemli kavgalarından biri olan, insanın inançlarıyla, düşünceleriyle ve yaşamlarıyla kendilerini toplumlarda var kılma hakları, özgürlükleri, insanların temel kavgalarından biri olsa gerektir. Bugün dünyada din dışı anlayışlar egemendir. Din dışı inançların, düşüncelerin, yaşam tarzlarının taleplerini var saymak, diğerlerini yok saymak insanlar arasındaki eşitliği bozmaktan ibarettir. Hangi nedenle olursa olsun, bir insanı, bir toplumu, yok sayar noktaya getiren düşüncelerin insanlıkla bağdaşır yanı yoktur. Aydın olmanın gerekliliği, bütün insanların temel hakları olan, inanç, düşünce ve yaşam biçimlerine insanca özgürlük tanımak olduğu tartışılmaz. İnancını din dışılığı üzerine kurmuş aydınların, toplumda ancak bizim toplumsal, siyasi veya başka açılardan taleplerimiz doğaldır, yasaldır, demeleri dine göre inancını, düşüncesini ve yaşamını oluşturanlarda aynı hakları görmemeleri, bencil, çıkarcı bir düşünüş biçiminden başka bir şey değildir. Bu çelişki ve bencillik, insanlık tarihinin yüz karası olarak tarihlere yazılır. Bir insan, ancak kendinden farklı insana, insanlara tanıdığı yaşam hakkıyla değer kazanır. O nedenle günümüzde, din dışı inanç ve davranışlar sergileyen, dine inananların inançlarına, düşüncelerine, yaşamlarına geçit vermeyenler dayatmacı, baskıcı tutumlarıyla kendi değerlerini ortaya koymaktadırlar. Onların değerleri inançlarına güvensizliğiyle özdeşleşir. Duyulan güvensizlik, konuları karışık felsefi boyutlara çekmeyi, daha olmazsa dayatma ve baskıyı gündeme getirir. Ancak biliyoruz ki, açılımlı olan, insanların inançlarına, düşüncelerine, yaşamlarına saygılı olanlar değer bulacak ve tarihteki insanlık kavgası veren aydın insanların yanında yer alacaklardır. Dayatanlar ise tarihe baskıcı, totaliter insanlar olarak yazılacaklardır.