Yar...
Yaratan hiç bir kuluna zulmetmez
Onun münker ve şer içinde bulunmasını dilemez
Yoksa Rahman ve Rahim sıfatıyla alemi kainata nimet bahşetmez
Asi ve tuğyan içindekileri akıl ve izan sahiplerine örnek göstererek dikkat çekmez
Yapılan ve kastı aşan aşırılıklara tahammül edip müsamaha göstermez, Zülcelâl sıfatını geciktirmez
Akıl ve irade vererek tercih etmesini dilemez, kuluna hiç bir üstünlük sahibi olmasını bizzat kabullenemez
Her kötülük ve şer işler bizlerin bilgisiz, bilinçsiz, düşüncesiz, fikirsiz, zan ve zafiyetlerimizden, irfan ve basiretsizliğimizden tezahür ettiği gizlenemez...
..
Ne vakit gönlüme bir hüzün düşse
Nazarım başkalaşır, içime bir ürperti nüfus eder
Temaşa ettiğim ve yakinen bildiğim canların bitmeyen telaşı
Dinmeyen gamı, alıp götüren efkarı, yalnızlığa sürükleyen muhabbetsiz halive umudu solduran yılgınlığı düşündürür
İnsan önce kalbini ihmal etmemeli
Akıl şirazesi ve vicdan muhasebesi bilgiyle anlam bulan kıymettir
Yalan ve yanlış üzerine her ne ikame edilmişse, eden nefes için ne büyükbir yanılgıdır
Akıl ve izan muvazenesi, vicdan ve irfan mertebesi, iradenin hakikat üzerehasredilmesini ve inşirahla karar verilmesini hak eder
..
Yar...
Bir olana bağlan
Ona kul olmanın haşyetiyle yan
Her umudunda aşk ve sevdasına inan
Akıl ve iraden için ilim, irfansız bir yol olmayacağına kan
Hesapsız akıl beladır, Nefs tahayyül edemeyeceğin kadar büyük canavardır
Yaşamaktan maksat hak ve hakikat için adanmaktır, yoksa aşk ve sevda niçin ardır
Ruhunda ve kalbinde mavera heyecanı yoksa ihsan ve ihlâs çok uzaksa gönül kararır ve katılaşır...
..
Yar...
Gelen vurur, giden vurur
Nice sualler şaşkın vaziyette durur
Nitelik, erdem ve fazilet insan için bir onur
Ne oldum delisi olmak, günü kurtarmak nafile bir gurur
Heba olan akıl ve irade yalnızca dünyalık için mi bir hazzı sürur
Yaşarken, ruh, kalp, vicdan, akıl ve iradesinden habersizse neticesi hüsran olur...
..
Yar...
Hissiyat
Nisan yağmurları gibidir
Kendine hitap edem hazlara meyillidir
Yağmurun, karın, toprağın, baharın suhuletindedir
Yumuşaklığa, edebe, hassasiyete, nezakete, sezgiye ram eyleyendir
Samimiyete, sadakate, güvene, emniyete, ruhi ve kalbi muvazeneye cezbedendir
Akıl, ilim, azim, irfan olmazsa masumiyeti zedelenen, duygu selinde bizar edilen değerdir
İnsan bunun için akıl ve irade ile ehliyet sahibidir, hak ve hukuk bakımından hakikat üzerine nefeslenmelidir
Her arzu ve hevesin peşine takılıp fırsatçılık eden zaten rezildir, nefsi açlık hissiyattan uzak kepazeliktir...
..
Kimseye..
hiç kimseye
haber vermeyin
kalp sükut ettiğinde üzülmeyin
ebede giden ruhtur akıl vicdan,
irade ancak bilgi ve irfanla umuttur bunu bilin..
Hiçbir an..
malumatı bilgi sanma
beşer bilinci kadar anlar unutma
..
Yar...
Aç ellerini gönülden
Ruhunun halinde nükseden sezgisinden
Varlığın sahibine iman ettiren vecd ve muhabbetten
İçini burkan keder ve gamdan, umudu kıran boran ve poyrazdan
Ruhunda var olan aşktan ve sessizleşen sevdanın ah u zarından kal eyle
Beklentilerinin değil, içinde bulunduğun vaziyetin ve sosyal şartların nedenleri ile kelam eyle
Azim olmazsa, emek bulunmazsa, şevk ve muhabbet adına gönül kuraksa umut neylesin, beklemek akıl tutulması demek
Açziyet ve miskinlik aşk ve sevdadan uzaklaştıran cehalet, akıl, irade, ilim, irfan, görgü bulunmazsa kalem kime seslensin...
..
Her ne kadar hayıflansam
Hüznün sığınaklarında şafağın iştiyakıyla etrafa bakınsam
İçimde düğümlenen hicran sahnelerinin dramını hakkıyla anlamaya çalışsam
Aklın ve zekanın ne olduğunun farkındalığıyla bilinçaltımı küflerinden arındırsam ve rahatlasam
En güçlü ve korkusuz canlar
İnsan sıfatına aday olan heyecanlar, saf ve masum olanlar
Çaresiz bırakılıyor, mecburiyet içinde çırpınıyor, deva adına ruhunu adıyor
Gönül miskinleşiyor, hal sırnaşıklık içine giriyor, nefsi dahi isyan etsede, esaret iradesini asla bırakmıyor
..
Gücün ve kuvvetin asli sahibi yardır
Akıl ve azme teslim edilmiş olan bela adına imtihandır
Sır olan, esrarın içinde anlam bulan kuvvet kulluğunikmalinde ki vefay-ı sanattır
Nefes vakte tabi, kalp nazar gâh olmaya sevdalı, ruhhilkatine ne kadar yabancı merak aslonan zihni ferahlılıktır
Tagutu ve belamı bilmeyen azdır
Nefs adına şöhrete adanmış zavallılıktır, kahır içindekahreden nazardır
İlah olmaya heveslenen, kibir ve enaniyetten ödün vermeyen,gücü kendinde gören arsızdır
İnsanı ve toplumu hiçe sayan, şart koşan, tehdidi sıralayan,esir etmeyi reva gören kalbi karartılmış ahmaktır
..
Edep, kalbin ve vicdanın şiarındandır
Aktif haldeki meramından akseden suhuletli bir sedadır
Asabiyet ve kabalık ruhu yoran bir hastalıktır, hassasiyetiolmayan gönül kuraktır
Afak ummana bedel bir tahayyülün insicamından tezahür edecekşevk-i kabuldur, ihsanı ise sırr-ı hudadır
İnsan cehlini yenmek için azmetleidir
Nefsini terbiyeye dikkat kesilmiş bir ümittir, yoksa hazankülfettir
Her nefs ölüme rağmen imtihanın saiki ve vehim zerkedenendişe gerekçesinin failidir
Bu bakımdan akıl ve irade, ruhun ve dimağın tasavvuretmesinde ki muradın vuslat meramı ve aşk sevdasında ki hakikatidir
..
Ne söylenir bilinmez oldu
Ruhum hicrana ram oldu, gözler beklemekten yoruldu
Sessiz çığlığım ar oldu, sükût etmek nar oldu, artık yazmak kar oldu
Geçip gitmeden, bir kelam etmeden, melalimi hasretmeden gönül söyle nice olur
Aşk, halin deminden söz eder
Ruh maşukunu bekler, gönül vuslat için can çeker
Dert nefse heder, çile sabır biçer, ah u figan eylemek elbette beter
Dere olmazsa nehir neyler, derya niçin firkatle hülyalarımı an be an yâd eder
..
Kime ne söylenir
Akıl sahibi değil mi, tercihler mi kabahatlidir
Sosyal devinimler hangi saik indir, kader çaresizlik içindedir
Peki, irade sahibine ne söylenecektir, nefs adına telakkiler bitecek midir?
İmtihan kul içindir
Kul olmayan köleliğe tabidir, gönül esaret içindedir
Ruhun azabı ne çetindir, şevk ve sürur niçin ötelenmektedir
Hangi izana öğüt vermektedir, yoksa ibret almak bu kadar mı zahmetlidir
..
Mahzun nefesler sadıktır, aşkın ve sabrın turabıdır
Umut onun kalbinde çok anlamlıdır, ruhu hakka yakındır, sıtkın farkıyla afa-ı hicrandır
Aşk, teni ve nefsi terbiye eden nizamdır, nefesin kübrasında sadıktır, vuslat için can atandır
Her cehtin ilgasında aşk yoksa, sabır ve kanaat bilinçten uzaksa acı kardır, elemde aşikardır
Rahmet her nefesin manasında saklıdır, aşka araftır
Firkat ruhun didarında saklanan ve koklanan hasreti şadandır, hicran ile tarumardır
Akıl ve kalp sahibi için yola çıkmış vicdandır, ülvi şandır, nefsanilik katleden bir intikamdır
..
Katre-i matemi sen hiç bilirmisin
Seraplaşan gönlün melalini işitirmisin, aşkın firkaşleştiği anın acısını hissedermisin
Akıl ve izandan yoksun birşekilde kanaat etmenin, gerekçelerinde ki sancıyı bilmemenin
Vaktin mağfiretleştiği hilkatle hamdetmemenin, ruhun nidasında işitilen vecd-i titremenin
Sormamalıyım belkide, aşk nedir diye
Hakikatin ihsanlaştığı, kalbin inşiraha hasret kaldığı, umutların solgunlaştığı badire kime
Neden şahadet elzem, niyet asliyettir, kalbin nazargah hali kimindir, azim ihmal edilir niye
..
Kelimeler o an manasıyla ahenkleşiyor
Yazılan ne varsa aşkın lisanından hakikatin lahzasını şehrediyor, kalbe sürur veriyor
Yaşamak nefes almaktır diyor lakin aklın ve izanın mubadelesi kalbin hicranıyla meşk ediyor
Nefsim ne kadar bu minval üzre raks ediyor sazendenin bin hüznünü sahnede aşikar eğliyor
Asa daldır, bir anlamda da odundur
İnsan candır, kandır, ve fakat irfanı ve idraki nispetinde aşk için vardır o bir sınavdır
..
Ne zaman fikretmeden düşünsem zandır
Bilmem ki bu kalpte akıl ve idrak hangi vaktin şadı için bekleyen nam-ı hicrandır
Ufuk karanlıktır, maslahat içinden çıkılmaz bir zamandır, azimet hanif kullar için azıktır
Neyi ve kimi gömersen göm, mazi ve ati lahzasında unutmayalım ki sadık şahirler vakardır
Emrediyor amir, o an kendinden geçiyor
Ne insan diyor ne ruhun sadrından soluyor, sanırım ki geçice olan makamına sığınıyor
..