Bu gece zaman ağır, sokak gölgeli,
Yürür bir silüet, yüzü çökmeli.
İçinde küllenmiş bir yangın gizli,
Sessizliğin koynunda kayıp bir iz gibi.
Issız bir yol boyunca adımlar kırık,
Bir rüzgâr esti, hatıranla doldu yine,
Adın yankılandı gönlümün derinliğine.
Bir umut kaldı sönmeyen geceme,
Belki dönersin diye, dönersin yine.
Gözlerim arıyor seni her baharda,
Akan yaşlar yeter mi seni unutmaya,
Hüznüm karışıyor gecenin karanlığına.
Hasretin içimde kor gibi yanıyor,
Gözlerim alıştı hep artık ağlamaya.
Daha kaç gecem geçecek uykusuz bilemem,
Gökyüzü her zaman mavi kalacak,
Papatyalar her zaman güzel kokacak,
Ve ben,
Her daim seni seveceğim.
Karanlıkla didişiyor benliği,
Bir çivinin ucunda,
Arıyor umudu umutsuzca;
Kanla bezeli kılıyor sonra, hayasızca.
Hayatın ışığı çekilmiş üstünden,
Var mı, söyle?
Olmadığım gecelerde,
Konuşan benden biri,
Ama benden de içeri..
Bir tebessüm kaldı yüzümde solgun,
Aynaya baktım… tanımadım, yorgun.
Sesim boğulmuş gecenin içinde,
Kendime susmak… en eski borcum.
Gün doğsa neyleyim, karanlık içim,
Ah, alıp gitsem başımı buralardan,
Beni yalnızca ben bilsem, bir de Yaradan.
Çok mu şey istiyorum?
Yağmuru dinlemek gibi,
yıldızlarla dans etmek gibi,
en masumundan hayal kurmak gibi.
Savruluyorum bir sağa bir sola,
Ama çıkacağım aydınlığa,
Her karanlık, yerini bırakır aydınlığa.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!