Ey bülbül ne inlersin diye sorunca derviş,
Gül için az zamanda çok ağlayayım demiş.
Gözyaşımla beslemem gerek onu kuraklıkta.
Ömrüm bir lahza olarak yalvarayım Hakka..
Güneşli gün görmesen de
Rahmeti bereketi yaz belle.
Ekine yağmur güneş gerek
Okunan'dan oku, cüz belle..
İnsan muhtaç her nimete.
Kuraklığa şükürsüz öz belle
Güz gelsin'
Susuz yazın tozlu yamacına.
Can bulsun kuru tabiat nemiyle
Güz gelsin.
Serinlemek için soyunan.insana
Frenk Kafkasya'da
Latin Amerika'da..
Güney Afrika'nın en ucunda..
Uzakdoğu'da..
Hep yanında frenklerin.
Elleri müslüman kanında.
Asırlık çınarın gölgesine iğreti sığınmış,
Boş vakitler dolsun diye alem yığılmış.
Yaldızlı bardaklar,paslı nargile ve fildişi tavla,
Ve içli bir hicaz geçer bu avareliğe mecazla.
Marifeti bilmek için
Ne gerek var ki söze..
Onun olduğu kocaman bir hiç...
Hakikati görmek için
Ne gerek var ki göze..
Onun gördüğü hiç ender hiç..
Ey hürriyet peşindeki faniler.
Ruhların mahbesidir dünya...
Cana ağır gelir maniler.
Kör şeytanın sahnesidir dünya...
Mazlumun imanı aldığı teminat ebeden.
Zalimin zulmü dünyası berbat tümden.
Kan döken can alan caniler zulmle abat...
Ahinin feryadını duy ahına denk gelmeden...
Eski devirde insan
Hakk ve Resule aşık.
Devrinde Mürşide merbut.
Hak rızasına vurgun yaşayan.
Yine de gözyaşına boğuk.
Köyüm,ölsem de açık giden gözüm.
Dua ve niyazdan bir sonra ilk sözüm.
Ömrüm ayrı geçse de sensin özüm.
Yandı geçti ateş,kaldı harda közüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!