Ak Saçlı Albaylar,
Bir masada buluştular,
Sonbaharı yaşıyorlar.
Bir duble rakı,
Peynir, Rus Salata,
Donanınca sofra,
Yeniden yaratılır dünya.
Hep birinciydin,
Öndeydi hep birliğin,
Ah olmasaydı o adam,
Şimdi size de derlerdi Paşam.
Teğmen olduğun gün,
Otursaydın bir sofrada,
Ak Saçlı Albaylarla,
Sonunu görecektin,
Bir ağustos akşamının sıcağında.
Ak Saçlı Albaylar,
Sıralandılar, oturdular,
Hanımlar karşılarında,
Hanımefendi olamadıklarından
Dert yandılar.
Kadehler ağır, ağır kalktı,
Bir büyük rakı boşaldı,
Sonunda yapıldı muhasebe,
Tıkanmış bir damar,
Yıpranmış bir kalp,
Ak Saçlı Albayımın kariyerinde.
(İstanbul,5 Şubat 2000)
Yusuf Ziyaeddin SivaslıoğluKayıt Tarihi : 4.10.2003 15:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Ziyaeddin Sivaslıoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/10/04/ak-sacli-albaylar.jpg)
Bir ağustos akşamının sıcağında.
İlginç !
Anlatmak istediğiniz 17 ağustos , o buruk ve ibretli gece mi?
TÜM YORUMLAR (1)