Sana nasıl seslensem.
Sesimi nasıl duyurabilsem uzaklara.
Kuşların gittiği yöne ben de,
Ben de sesimi bıraksam.
Takılıp kuşların kanadına,
Bir umutta olsa,
Bir oyundur izlediğimiz,
Hayat sahnemizde.
Ve,
Sonu hiç gelmeyecek,
En sonuncu oyun.
Kendi yaşamını anlatır belki,
Acıya sarıldı sevda.
Yüreği paramparça bir çift göz.
Boğuldu hüzün denizinde, sevinçte.
Yas zamanı şimdi, hüzün zamanı.
Evlisindir artık, kara yazınla.
Parmakların dokunur saza,
Fırtınalı bir gündü.
Sığıntı koyunda iki kişi.
Yalnız ve çaresizlik içinde.
Gelecekten umutsuz.
Üşüyen elleri birbirine kenetler,
Ciğerlerine işleyen soğuk.
Neden böyleyim bilemiyorum.
Sevdamın ortasında,
Yolumu şaşırıyorum her zaman.
Kor bir ateşe yalın ayak dalıyorum.
Sevdalara nice sevda katıyorum.
Kimi zaman yanıyorum,
Fışkırdı bahar toprağın bağrından.
Bak,
Nisan yağmurları yağıyor artık.
Görünür güzellikler, kapalı kapılar ardından.
Kaç bahar daha geçecek böyle habersiz.
Biz kaçıncı baharı yaşayacağız.
Arabacı beni de bekle.
Alacak son bir eşyam kaldı.
Kapatacak son bir bavulum.
Sonra gidebiliriz bu şehirden.
Sessiz bir şekilde ayrılalım.
Saçaklardan sarkan,
Buz kütleleri arasında dolaşır ruhum.
Bir kar tanesi düşer alnıma.
Akar gözlerim, eriyen kar misali yanağıma.
Bir çiçek arar ellerim,
Uçsuz bucaksız beyaz örtüde.
Bir karanlık çöker Karadeniz’e.
Üzgünlüğü yüzünden okunur güneşin.
Eder sevinci tahtından matem.
Ezik bir türkü çalınır kulaklarıma,
Kendimle vedalaşırım.
Umursamaz tavırları, çarparım duvara.
Kardelenlerim vardı benim.
Kucak dolusu,
Beyaz kardelen çiçeklerim.
Sevdiklerim oldu, sevmediklerim.
Üzünçlerim oldu, sevinçlerim.
Kucak dolusu resimlerim oldu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!