Büyük bir hışımla kımıldadı,
Tozlu perdeler sallandı yine.
Pas tutmuş demirlerin gıcırtısı,
Loş bir küf kokusu sardı etrafı.
Kah devrilen masalar,
Kah kırılan tahtalar vardı.
Bu akşam evde yokum.
Efkardayım misafirlikte.
Saatlerce oturup düşüncelerle,
Vakti geçiştiriyoruz efkarla.
Senin de hiç tadın yokmuş be efkar.
Hiç konuşmaz, hep susarsın.
Uzaklarda bir yerlerde,
Adı geçen şarkının,
Sözlerini mırıldanırdı bir çift dudak.
Rüzgar eşlik ederdi bir ara,
Ayrılmaya razı gelmez,
Alıp götürürdü notaları,
Kırmızı bir kitabın ön sözüydü,
Okumaya başladığım o ilk kelimeler.
O ilk kelimelerdi,
İçimdeki boşluğu yavaş yavaş doldurmaya başlayan.
Asıldığım dalların,
Bir bir kırılıp kalışıyla elimde,
Bir kırmızı gülüm var.
Biliyor musun?
O kadar güzel ki,
Kırmızı bir gül.
Daha açılmamış gonca şimdi.
Gözlerimi bir an bile,
Silikti mutluluğu,
Çocuğu olmuyordu.
Hep bu umutla yaşardı.
Saatlerce düşlere dalar,
Çucuğunu kucağında sallardı.
Uyuduğunu görünce,
Çizgi üstü bir şey bu,
Sığmayan sayfalara.
Kör bir karanlıkta,
Yolunu bulmak gibi.
Kirli bir sevdayı,
Sıyırıp atmak gibi.
Beklemek seni saatlerce.
Yüzü bıçak gibi kesen,
Hırçın rüzgar altında.
Üşüyen elleri saklamak cebe,
Bir ömür de sürse seni beklemek.
Bir duygudur, sarar seni.
Kararır düşüncelerin.
Korkularınla baş başa kalırsın bir an.
Yalnızlığın seni ne denli,
Etkilediğine şaşarsın.
Günlerin,
Açık bırak pencereyi.
Kov gitsin mutsuzluğu sonsuza.
Sonra,
Beni yalnızlığımla bırak baş başa.
Açılmak istiyorum doğaya.
Kokuşmuş düşüncelerden sıyrılıp,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!