Ve,
Gün gelir uyanır,
Daldığı düşten Karadeniz.
Elinden alınan sevdasını,
Arar kıyılarda.
Köpürür ve indirir hançeri.
Beklenen bahar gelirse bir gün,
Açmayan çiçekler açacak o gün.
Bir tutam sevda yeşerecek çöl ortasında.
Susuz kalmış bir pınar, saldıracak kurağa.
Acımasız bir hançer gömülecek pınara.
Nefret ile kin ile.
Bazı şeyleri açıklamak neden zor?
Basit kalır bazen, bütün gerçekler.
Ağlamaklı bakışlar fırlatır, bir çift göz.
Yufka yüreğini yakar hüzünlü günler.
Yalanla tokalaşır ellerin.
Can ciğer dost olursun bir zaman.
Sıkıcı günlerden biri daha geçiyor.
Ben, yine yalnızlığımla baş başayım.
Allah’ım!
Nedir bu çektiklerim?
Bu ızdırap, bu çileler neden?
Bir gün olsun gülemeyecek miyim ben?
Yağmurla beraber yürüyorum.
Hep seni düşünerek.
Sevdamın verdiği acıyı,
Ta içimde hissederek.
Sonsuz bir uzaklığı hayal ediyorum.
En uzak noktanın başında,
Kalbinin köşesinde bir çatlak,
Sızıntı şeklinde akar oluklardan sevda.
Kısa bir sessizlik anı bağlarken seni,
Özlemlerine yaklaştırır seni, bu yolculuk.
Ucunda ölüm de olsa, keserler biletini.
Azrail’le dostluğun başlar o an.
Saatler geçti sensizliğimin üstünden.
Gözlerimde kuruyan yaş,
Dudaklarımda kalan,
Söylenmemiş sözlerden başka,
Değişen hiçbir şey yok şimdilik.
Her geçen dakika bir ızdırap,
Bitti artık gönlümün dayanılmaz acısı.
Hasretin bağrımdaki çekilmeyen acısı.
Karanlık geceleri gündüzlere çeviren,
Gündüzü unutup karanlıkla eğlenen.
Sensiz geçen her gecem, dakikam.
Efkârla muhabbeti koyulaştırıp,
Yüreğim yanıp tutuşuyor aşkından.
Adını sayıklıyor dudaklarım, gece gündüz.
Seviyorum demek ne kadar zormuş.
Elveda demekten daha da beter.
Mutluluk için dönecek bu dil,
İsminden sonrasını unutuyor bir bir.
Gözlerim,
Gözünüz aydın.
Sonunda oldu istediğiniz işte.
İstemeden oldu.
Ağlamak bu kadar,
Bu kadar mı lazım size?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!