Soğuk gelir kar-kıyamet
Üşüyor ömrüm bir kış akşamında
Kapısını çalıyorum karıncanın
Sığınağa giriyorum çaresizce
Çünkü ölmek zor geliyor
Bir ağustos böceği gibi
Yabanım…
Dağda açan yaban çicekleri yaban
Ve bir su bile istemez yaban çicekleri
iki parmak uzamış kirli sakalımla
dün sabah çıktım içerden
hiç bir yere gitmeden
sorma...
alacaydı...
dağın tepesinde
en tepesinde bir gül
vakitler apansız düşüyordu
bastırıyordu karanlık apansız
Bir insandı koynumda büyüttüğüm
Sabah akşam canımı emen...
Bir insandı solumda çürüttüğüm
Durmadan-usanmadan beni çürüten...
Bir insandı yanımda yürüttüğüm
Bakıp-bakıp yüzüme gülümseyen...
Pusatsız ferman düzmüşler sağıma-soluma
Kalmışam ortalıkta üryan
Günü dokumuşlar halı tezgahımda
Zamanımı yitirmişim ipli uykularda
Karanlık bulaşmış ışığıma kör zindanımda
Unutmuşum asilliğimi...
Kirletilmiş bir şehirde doğdum
Çığlık çığlığaydı geceleri
Ki bu çığlıklarda gömdüm düşlerimi
Panzerler dağları korurdu bizi vururdu
Kovanlarını toplardık bize sıkılan kurşunların
Ve kanlı kurşunlar satardık demirciye
unutma...
bir beni unutma düşersen göç yollarına
hiç doğmamamış bir günün şafağını düşün
Pusatsız ferman düzmüşler sağıma-soluma
Kalmışam ortalıkta üryan
Günü dokumuşlar halı tezgahımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!