Dün okudum şuracıkta, karındaşım aşka yazmış,
Sanki ölüm döşeğinde; anlamak güç, başka yazmış…
Ucu açık bir sevdanın dondurur soğuğu elbet:
Sonsuzluğun sonu değil, unutma ki aşk ayazmış! ...
--------12.06.2005 / Ankara
elbette üzülüyoruz ve zaman zaman göz yaşlarımız da bize eşlik ediyor... doğu ve güneydoğu` muzda süren 'kiralık katillerin Türklük katliamları' ndan sonra, yaşamımıza eklenen komşu ve dost ülkelerdeki siyonistlerin işlediği katliamlar...
bu kez de gözyaşlarımızı; 'Kerkük ve Felluce' nin ardından, adeta göstere göstere yaratılan 'Lübnan dramı' ndan damlayan gözyaşlarımıza sayın efendim...
çiçektiniz zaten siz
tebessümünüz gözlerinizin gölgesiydi
kuytularına sığınırdı gözlerim gamzelerinizin
kaybolurdum çizgilerinde nedensiz
uykularıma konuktunuz her gece
sahi... nerdesiniz şimdi siz? ..
‘’Bir yüz geçer hayalimizden, ardından ışıklı bir yol bırakır,bir de derin bir iç çekişi... Bu yolun oyuğundan uyumlu kelimeler dökülür. Şiir işte bu yol açmadan doğar. Şiir daha çok, içinde musıkî olan bir dil yaratma işidir. Şiir, bir maceradır! ’’ Jean Wahl...
‘’Şiir; ateşin, bacaların, peteklerin, papatyaların, insanların ve kızıl günbatımları’ nın şehvetli ve mistik bir matemetiği’ dir.’’ Carl Sandburg...
‘’Şiir bir ilim değildir. Şiir bir inançtır ve –geçici bir süre için de olsa- dağları yerinden oynatır! ’’ Robert Gravers...
(Bir can dosta :))
Anladım ki kırıldınız,
Hatta hatta darıldınız,
Bütün imkânsızlıkları
(Mertlik, sessiz düşünüp içten hesap yapmak değildir! .. Hasan Kırkyiğit))
Dert tebelleş olmuş, gülme halime,
İnanmazsan bir sor ev ahalime…
Danışmak ne mümkün ilmihalime;
Girecek delik mi kaldı be anam,
bu ateş,
göz göze geldiğimiz an sönecek belki,
ya da yüreklerimizde
kor ateş oluncaya dek yanacak belki! ...
……………………08.07.2004 / Ankara
Ey aşk! .. Yalan dolan üzre bir hayata kurulmuşsun,
İçindeki kör şeytana dokuz koldan sarılmışsın,
Gördüm ki saf gönülleri tutuklayıp birer birer;
Ağulayıp gizli gizli, huzur bulup durulmuşsun! ..
----------11.06.2005 / Ankara
Sanma duygularım sıradan vaat,
Yeter ki olmasın engel mevzuat,
Gündüzü, gecesi, yirmi dört saat;
Yüreğimde sezmek isterim seni!
Düşümle baş başa kaldığım zaman,
göksu’da rengârenk bir bahar dalı,
üstünde bir sığırcık; kıpraşır işveli ve edalı…
oynaşır durur, koklaşır neş’e içinde;
besbelli ki bahar dalına sevdalı.
ıhlamur dalında pır pır salkımlar; bıldırdan kalan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!