Elveda onlu yirmili otuzlu yaşlarım
Elveda çocukluk gençlik arkadaşlarım
Artık ben bu yaştan sonra
Yar kucağında kışlarım
Ahmet Tok
Bahar gelir; açar mor menekşe,sümbül
Bahar gelir; coşar, dillenir bülbül
Başlarken bir yaz aşkı daha
Tebessüm eder dikenli dalda gül...
(1985-Erzurum)
.........'dayım bir köşesinde yurdun
İçimde derin bir elem ve sükun
Unutmuşum alaca rengini ufkun
Sırlarla kuşatılmış bir beldedeyim
Kalıyoruz bir odada altı arkadaş
'Hayat güzel' dedi, yürüdü yola
Her adımda çukur; dedi: 'Ne ola? '
Gayretten düşmek faydasız amma
Yoruldu, çöktü yere, verdi mola...
Eli uzandı yorgun kösteğine,
Yunusça sevgi ve tutku;
Hak'tan tek dileğimiz bu.
Semaya açılır eller;
Bütün eşya ile 'Ya Hu! '
Kalbe düşer nurlu cemre.
Avucumda bir tutam cevher duruyor
Açsam ellerimi uçup yok olacak
Onu tutan parmaklarımda can kuruyor
Açmasam terler içinde solacak
1985-Erzurum
Bir bulut yığını çekildi,
Günün habercisine eğilerek.
Bir bülbül sustu,
Dikenli dallarda gizlenerek.
Bir karınca yola çıktı,
Doğarken güneş elem ufkunda.
Hep böyle mi geçecek yıllar?
Nedir farkı bugünün dünden?
Unutuldun; kim arar, kim sorar?
Dakika, saat, gün geçer ömründen
Hasret, mızrap olur,
Gönül telinin sızısına vurur…
Kaygı, maziyi eşeler durur,
Alın yazısına vurur…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!