Her gece siyahlara bürünür
Bu şehir.
Bir acı tutar her köşe başını.
Yalnızlık,
Sararmış yüzlere yansır
Tenha sokakların lambalarından.
Havada bir garip nem var
Yağmur yok
Saçlarım ıslak
Çay ocakta demini almış
Biri gelse de
Lâflasak...
Riayet kalmadı helâl harama,
Yalandan dolandan emin değiliz.
Eşkıya düzdedir dağda arama,
Ne maldan ne candan emin değiliz.
Afralı tafralı cahil müftîler,
Gecem aydınlanır ocağım tüter,
Ateş olup beni yaksan bir kere.
Acılarım diner dertlerim biter,
Kaşını kaldırıp baksan bir kere.
İki gönül bir olunca
Soğan yese de bal olur
Dargın ise karı koca
Dirlik düzen hayal olur
Halin hat'rın sorulunca
Haksızlığa meyletme olma zalim ile sen,
İbrahim makamında kara çalma güle sen.
.........................
Bu ne büyük pâyedir ne muazzam bir rahmet,
Bir omuzunda hicret, diğerinde şehâdet.
Hey arkadaş orda mısın
Hiç arayıp sormuyorsun
Ne bileyim burda mısın
Hiç arayıp sormuyorsun
Gül dalında harda mısın
Hiç sordun mu sen kendine,
'Gittiğin yol yol mu gardaş? '
Kilit vurmuşsun kalbine,
'Konuş dilin lal mı gardaş? '
Gaflet ile sarhoş başın,
Bir varmış bir yokmuş ömür dediğin,
Mevsimi geldi mi solar gidersin.
Kalır da ne varsa gönül verdiğin,
Gözlerin hüzünle dolar gidersin.
Eskiden her bir günü azîzdi muallimîn;
Yok şimdi îtibârı ne ilmin ne âlimîn.
Muallimler öğretmen olduğu günden beri,
Maârifte yol aldık bir ileri on geri.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!