Sarı saçlı bir peri güz gülleri Mihriban,
Bağlar kement ile “koç” yiğitleri Mihriban.
O’nu gören sezemez ayrılığı ölümü,
Titretir lambadaki alevleri Mihriban.
Bu gecenin adı Mîrâc-un nûrdur,
Bir kandil ki şavkı sirâc-ün nûrdur,
Resûl'ün duâsı Rabb'in rızası,
İki cihanda nûr-un alâ nûrdur.
Bu mübarek Miraç gecesinde Sen,
Dünyayı verseler tırnağın etmez,
Yerine hiçbir şey koyamam anne.
Ömrümü harcasam hakkın ödenmez,
Sonsuza dek sevsem doyamam anne.
Ben âşık olmam,
Olamam Nihân.
Aşk bizim neyimize?
Bilmez misin?
Yaram hâlâ çok taze.
Evimizin direği, tüten ocaksın Babam,
Damarımdaki kandan bile sıcaksın Babam,
Seni üç beş satırla nasıl anlatayım ben,
Gönül burcumda dalga dalga sancaksın Babam.
Ba'sü ba'del-mevtin bir cilvesidir şu bahar,
Yeniden bir diriliş meşheridir şu bahar.
Yeşilinden alına her dalında muştu var,
Kara kışlar da geçer korkma diyor şu bahar.
Sevdân ile çarpan şu yüreğimi,
Görsen böyle çekip gidemezdin ki.
Seni çoktan daha çok sevdiğimi,
Nerden bileceksin bilemezdin ki.
Neden bırakıp da gittin elimi?
Koç yiğitler hicret edip göçerler,
Gurbet elde bağbân olur, bağ olur.
Dava için candan bile geçerler,
Ölmüş kalpler hayat bulur, sağ olur.
“Hakkı hakikati konuşur diller.
Zamanı derdest edip gezdim bütün âlemi,
Ân'ı yüz yıla bölen bir asırdım bu gece.
Duysunlar diye çağlar ötesinden nâlemi,
Yıkarak gök kubbeyi ben haykırdım bu gece.
Susma ey dil bülbül-ü şeydâdır şanın senin,
Feryâd-ı figân ile yaşar destânın senin.
Vuslat arzusu ile geçer şu fâni ömrün,
O’nu andıkça nurla dolar her ânın senin.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!