alırım seni yüreğimin altına
üzüm çiğner gibi çiğnerim
suyundan yaparım
en keskin zehri
gün doğarken içerim
sırf senin için ölmek için...
tek bir adımla başlar
bir buğday tanesinin hikayesi
sen de koşarsın
düşersin de
kalkarsın da
gözlerinden senin de geçer binlerce kilometrelik yol
kendimi bildim bileli bu dağ hep bulutların üstünde
utangaç bir kız gibi yüzünü saklar
birgün güldüğünü görmedim
yoksa bir ben baktığımda mı ağlar
divanesini gördükçe
saçma sapan şiir yazan bir şair gibi
bir yaz bulutu üstünde pinekleyen yaşam
yeni gelin tutkusu duyumsanmayan gerçek
süzüle süzüle dolaşan bir sünnet çocuğu
bir şarhoş çingenenin elinde patlayan davul
hangi yoldan gittiği belli olmayan seyyah
otuz yıllık öğretmenim
ne okumayı
ne okutmayı
ne yazmayı
ne yazdırmayı
ne öğretebildim
Dobra dobra söylemek gerekirse eğer
Aslında birgün tekmelemiştim
Sevdiğim halde seni
Havlayışına kızmıştım
Ne bileyim ben senin dertlerini
Ölünce de çok üzüldüm
Ben
Hiç aşk öldürmedim
Hiçbir aşk da öldüremedi beni
Şiirlerde şairler tek tek dökülürken geceleri
Ben
Çoban yıldızının başını bekledim
Bugün son kavgamı yapmalıyım denizle
Dalgalarına ödemeliyim kalan borçlarımı
Köpüklerini öpmeliyim alnından
Bu benim vedam olmalı
Koşmalıyım sonra yeni şafaklara
Adresim elimde olmamalı
dertleri sarhoş yaptım
salıverdim hüzünlerin üstüne
koyu bir söyleşiye daldılar
kaç tan ağardı karanlığın üstüne
ne dertler ayıldı
ne dağıldı hüzünler
çorap giydiremem bulutlara
ayaklarım üşüyor
ayaz ellerim
sarılmış sen sanıp
en ucuzundan bir şaraba
tutunmaya çalışıyor
şairin şiir sayfasına ilk defa girip birkaç şiirini okuyunca gördüm ki karşımda Türkçeyi başarılı kullanan, kısa ve özlü anlatımıyla şok tesirli temalar bulan orijinal şiirler var.. takip etmeye karar verdim kendisini.. başarılarının devamını temenni ediyorum..