Sönük yıldızlarla dolu ıssız bir gece,
Eskinin sancıları bak her yanımda.
Nisyansızlık her zerremde hece hece,
Ah, o ise hep başkalarının yanında.
Kalbimde dalga dalga bir deniz,
Karanlık geceleri onlara sormak lazım,
Onlar bilir bu yalnızlığı, yalnız onlar.
Benimkisi de bir nevi öyle ya, alın yazım,
Bu laneti gece belediye lambasına bakan anlar.
Onu izleyenler, ona bakanlar,
İrdeleme, sorgulama desem düşünür müsün biraz?
Ben çok düşüneceğim bunları,
Çok düşüneceğim bu yaz.
***
Şimdi bir hayali yaşıyoruz desem mesela,
Ellerimizin birleştiği bir gelecekte,
Bir bahar akşamı,
Esen rüzgar ve yaz sıcağı,
Yine eskiden gelen bir esinti gibi.
Sert bir ifadeyle,
Antik çağlardan kalma,
Ya da daha yakın,
*Bu şiiri sana yazmasam ne anlamı kalırdı ki sönük yıldızlarla dolu gecenin?
Dinle,
Sessizlik içindeki sesimi dinle,
Karanlıklar içindeki,
Ve ıssız bir adam gibi,
Seni sakladığım ıssız bir gece,
Ellerini dedim, ellerini bilirdim.
Nisyanı unuttum ellerinde hece hece,
Aşkımı sana yine bir şiirde biriktirdim.
Sönük yıldızlarla dolu bir geceydi gerçekten,
Düşünüyorum,
Senin niye bu günlerde doğduğunu düşünüyorum,
Belki soğuktan korktuğun içindir diyorum,
Belki can sıkıntısından,
Belki de ben kirazları çok severim diye,
Kiraz mevsiminde doğduğunu düşünüyorum.
Kelamın ulaştığı her yere ulaşacaklardı,
Sessizliğin içinden,
Tozdan,
Dumandan,
Ve açlıktan çıktıkları gibi,
Cepheye koşmuşlardı,
Bir de geceleri masalları düşünüyorsa insan,
Hala bir şeyleri hayal ediyorsa,
Hala bir şeylere inanıyorsa,
Ya da korkak olduğu kadar gururluysa mesela,
Doğruları haykırıyorsa inatla yalanlara,
Aşkta gururunu,
Yollarda yakalar beni hep hezeyan,
İnliyorum yalnızken; nedir bu?
Duruyor, insana durmaz zaman,
Aşk-ı şahane midir bu?
Kelimelerimin aşkı bitermiş gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!