Gülşen, Aleyna Tilki derken sanki müzik ve sanatçı düşmanı gibi göründüğümü farkettim.
demet akalın, gülşen, aleyna tilki, hande yener ah ! buraya banu alkan ve ajdarı da eklemek istiyorum tüm bu "sanatçıların" hayranlarından özür dileyerek
onlarla arama kalın çok kalın bir çizgi çekiyorum isteyen sever ve dinler karışmam.
Ben genelde türkü ve sanat müziği dinlemeyi tercih ederim yabancı müziklerde tercih sebebim etnik müziktir pop müziği oldum olası sevemedim
rap müziği sevdiren ise Rum bir babanın ve Fransız bir annenin kızı ; Diam's tı
şair, hikayeci, romancı bu adamlar önemli insanlar değerli insanlar.
tarafsız olarak sadece tarihe not düşme kaygısı taşıyanlar daha da değerlidir.
TDK; şairi geniş bir düş gücü bulunan, duyarlı, duygulu kimse olarak tanımlıyor bence eksik bir tanım. şair aynı zamanda namuslu insan demektir çünkü ben ilk namuslularını tanıdım, haysiyetli izzeti nefsi olanları tanıdım. cahit zarifoğlunu tanıdım, sezai karakoçu,ferman karaçamı, edip canseveri, attila ilhanı, ahmet arifi, gülten akını,nilgün marmarayı ve ismini hemen hatırlayamadığım bir sürü harika insan hepsi onurlu insanlardı, haysiyetli insanlardı ve nazım hikmet sol cenahta da anlaşılamayan sağ cenahta da anlaşılamayan bir adam. bizim adamımız. bu toprakların yetiştirdiği aynı acılarla dertlenen biri ben onu hiç yabancı bulmadım kendime onun bu kültüre ait olması beni gerçekten mutlu ediyor. onun yazdıklarını okumak heyecanlandırıyor, benim dilimden yazan okuyan biri olması bana göre muhteşem bir olay.Nazım hikmet'te aynı ahmet arifin 33 kurşunu gibi mustafa suphi olayını 28 kanunisani şiiri ile tarihe not düşmüştür. bu isimlerin bu ülkeye bu kültüre ait olduğu için Allaha şükrediyorum.
rafın yapımı sonunda bitti. fakat kimse eve sokmak istemiyor, bir türlü anlaşılamayan sanatçı küskünlüğü üzerimde
depresif bir ruh hali ile dolaşırken aklıma bir etkinlik geldi herkesin dahil olabileceği bir etkinlik. sonucunda
bir ucube bile çıksa herkesin payı olduğundan dolayı keskin bir reddediş olmayacaktı.
önce küçük kızımla paylaştım bu fikrimi o kabul ettikten sonra sorun kalmayacaktı kendime güvenim tamdı çocuk ve boya,
çocuk ve kirlenmek reddemeyeceğinden emindim ve düşündüğüm gibi oldu.
"Platon’un “İdeal Devlet” anlayışında müzik Platon için önemli bir noktada durur. Müzik insani duyguları ortaya çıkarabilen yegane
kavramlardan birisidir bu noktada insanın karakterini geliştirirken, insanı fazla yumuşak ve coşkulu hale getirmesi tehlikesine de sahiptir.
Fazla coşkunun ne gibi bir tehlikesi olabilir derseniz, yönetici ve koruyucular için bu durumun devlet güvenliği açısından sıkıntı
yaratacağını düşünür. "
Platonun devletinde tenzili rütbeye uğrayan müzik günümüz duvar yazılarında iade-i itibar görüyordu ; "kelimeler yetseydi şarkılara ne gerek vardı"
yolda kendi kendine konuşan birini gördüğünüzde lütfen saygı gösterin.
kapanmaz yaraları vardır onun.
hele bir de mevsim "eylül" ise.
ben bu aralar kaldırım boylarınca, kendi kendime çok konuşmaya başladım. en çok'ta acıyan bakışlarınızdan fark ediyorum bunu.yarım bir suskunlukla mühürlüyorum isyanın kapısını çalan sözlerimi.
ne güzel şiirler yazıyorsunuz
baştan aşağı ayıpsız
gravatı düp düzgün
takım elbiseli
ve fena halde evcil
içimdeki boşlugu ilk farkettiğimde kaç yaşındaydım hatırlamıyorum. O kadar geniş bir alandı ki hissettiğim şaşkınlığı hatırlıyorum fakat kaç yaşında olduğumu hatırlamıyorum.
şimdi çocukluğumun karanlık dehlizlerine girip yaş analizi yapamayacağım çünkü çocukluğum bu ruh halimle girip güvenli şekilde çıkabileceğim bir yer değil maalesef.
bu kadar büyük bir alan başı boş olmamalı dedim kendi kendime, buraya her şey yapılabilir diye düşündüm; hatta bir ülke bile
leylekler geliyor mu yine burçlarına
yine bahar mı mevsim
yine ışığın vuruyor mu bingöle
bingöl dağlarına
kanamıyor mu kalbin
Ahmet Bey usta ve saygı duyduğum değerli bir kalem.Onun kalemini güçlü yapan samimiyeti ve şiire olan tutkusu.Kesinlikle bir ŞAİR...Ve bundan öte saygıdeğer bir insan.
Bütün siirleriniz gibi harika okunasi okutulasi tebrikler gönül dolusu selamlar