ÖLÜM VE ACI
İki ölüm şiiri yazdım, hatta üç. Sınavda görevliydim. Sıkıntıdan şiirler yazdım. Behey ölüm, Şaban abi bana bunu yapmayacaktın şiirleri onlardandır. Ölümlerin işaretiymiş. Art arda iki ölüm acısı yaşadım. İkisi de genç ölümler. İkisi de hayatlarının baharında.
Birincisi en acı ölümdü. İntihar. Askerlik dönüşü bunalıma düşen çocuk, bunalımdan çıkamıyor. Doktora gidiyor, hap kullanıyor, ama kifayet etmiyor.
İkincisi öz yeğenim. O da askerlik dönüşü. Yine askerlik stresi. Ama bu kez şofben kazası. İntihardan şüphelendik ama değildi. Art arda iki ölüm şok etkisi yarattı bizde.
EY GÜL KOKULU KIZ
Kozmik ışınlarla arıyorum seni
Hayata küskün bir saatçinin yanında
Bir zavallı aşığınım
Otursam da bir masanın başında
TOPLUMUMUZ VE İNSAN YAPIMIZ
Hayatımız pamuk ipliğine bağlı. Her an ölümle karşı karşıyayız. Ölüm bize ne uzak/ölüm bize ne yakın/ölümsüzlüğü tattık /bize ne yapsın ölüm’ diyen şairi anmak gerekecek burada. O da kanser gibi amansız bir hastalıktan ölmüştü. (Mehmet Akif İnan)
Bir yandan hastalıklar, diğer yandan toplumumuz için bir vakıa haline gelen intihar vakaları, öldürmeler hayatta kalmamızı oldukça zorlaştırmakta. Toplumu saran mutsuzluğun yol açtığı depresyon en büyük tehlike. Hayattan zevk almayan, alamayan toplum ne denli zenginleşirse zenginleşsin bir değer ifade etmiyor.
O halde ne yapmalıyız. Bunca yıldır dini değerlerin yozlaşması, hayatın alabildiğine maddileşmesi, insanların sözde inançlı ama özde maddeci bir kişiliğe düşmeleri her şeyi berbat eden bir durum. Ne denli ekonomik olanaklara kavuşursa kavuşsun mutlu olamıyor, yaşama sevincini hissedemiyor insan.
BEN 1
Adım Kalır Yalnız
Ben artı eksilerde
Bir var bir yok yalnız
MİSLİNA'NIN SAYIKLAMASI
Sıkıntı birikiyor gözlerinde o efsanenin
Gerçeklerin sarsıntısız geleceği
Ben seni ne yapayım
AŞK FIRTINALARI
Akşam
Bir fener alayı gibi
Yuvarlandı enginliklere
Döne döne
OKUMAK ÜSTÜNE
Okuma eylemlerin en soylusu… İnananlara ibadet kadar zevkli gelebilecek bir edim. Bu edim ne yazık ki bizim toplumumuzda pek yadsınıyor.
Sorunun bam teline parmak basalım. Neden okumuyoruz. Hal göçebe bir toplum muyuz ki okumaya vakit ve ortam bulamayalım. Oysa medenileşeli yıllar oldu. İslamiyet’le birlikte bir konar göçerlikten kurtulup yerleşik medeni bir toplum olmadık mı?
AKİFİN ŞİİRİ
Ne zaman Akif’i düşünsem
Kelimenin gücü gelir aklıma
Hemen
ALEVDEN GÜLLER
2
Gördüm O Güzelliklerin Suç Ortağını
haydi şair dostlar görüşelim