EY
Ey benim yeni aşkım
Uzun boylu kısrağım sen gitme
Çiçekler gibi aç eski hatıralar gibi kal
Islak saçlar gibi kal serin baharlar gibi kal
CAMİ MİMARİSİ VE ÇAĞDAŞ GERÇEKLER
Bugün devasa camiler yapılıyor. Birçoğu gösterişe dayanan bir cami yapma yarışı var. Her biri estetikten yoksun, kışın ısıtılamayan yazın soğutulamayan camiler. Kullanım amacının dışına çıkan bu camilerin yapım tarzı oldukça yanlış. Bu yanlışı irdeleyerek Müslümanların çağdaş gerçeklere uygun camileri nasıl yapmaları gerektiğine dair bir girizgah yapalım.
Osmanlı Camilerinin kötü bir taklididir bugünkü camiler. Oysa Osmanlı Camileri o günkü cemaatin kalabalığına uygun yapılıyordu. Ayrıca bu camiler kendilerine özel bir klima sistemiyle inşa ediliyor, kışın sıcağından, yazın soğuğundan korunuyordu. İçi boşluklu çift duvar sistemi diyebileceğimiz sistemdi bu. Ve haremli avlulu bu yapı rüzgarın giriş yönüne engel çıkarıyor soğuk havanın cami içini doğrudan etkilemesine izin vermiyordu.
Bu gün camilerin yapılışında en önemli bazı huşular ihmal ediliyor, koca koca camiler sıcak ve soğuğa uyarlı olmadıkları için kullanım amacının dışına kayıyor. Buna karşın cemaat kışın son cemaat mahalline hapsediliyor, yazın ise devasa klimalarla soğutulmaya çalışılırken yaşlı cemaatin rahatsızlığına yol açılıyor.
O halde yapılması gereken ne. Belki de daha az nüfus yoğunluğuna sahip olan Selçuklu camileri örnek alınmalı. Bu camiler harem kısmı daha küçük avlulu- bu yönden Osmanlı camileri temel alınabilir.- avlunun ortasında şadırvanı olan camiler olmalı. Cuma namazları için yetersiz olabilecek haremin küçüklüğünü gidermek için son cemaat mahalleri büyük tutulmalıdır.
SEVGİLİ
1
Ah o senin umursamaz tavırların
Akşamları parka çıkmaların –bensiz-
Hem haberli hem habersiz akmaların
Ah o senin umursamaz tavırların
SAYHA
O ses o ses
Kuşatıverdi her yeri
Alt üst eden alt üst eder
Yer sarsıldı
AŞK VE ACI
Bütün beyaz kağıtları yakacağım
Yüreğimdeki ateş taşıyor ülkelere
Volkanlar patlıyor ruhumun yanardağında
Bu acı dağları aşıyor
HİLYE (YENİ)
Geniş temiz ve ışık saçardı
Güzellik evrenine nurlu bir aydı
KÖKÜNDEN KOPARILAN ÇINAR
Osmanlı’nın sembol ağacı çınar. Uzun ömürlü bir ağaç bu. Kendisine böyle uzun ömürlü ağaç olan çınarı sembol olan bu büyük devlet onun gibi uzun yıllar yedi kıtaya yayılmış, köklerini dünyanın dört bir yanına salmıştır.
Osman Gazinin rüyasından neşet etmiştir bu sembol. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e olan saygısından dolayı uykusuz kalan bu büyük insanın büyük rüyasıydı ilham kaynağı.Rüyasında göğsünden çınar ağacı filizi çıkar Osman beyin. Sonra büyür, büyür, büyür, gökyüzünü kaplar.
Bu çınar İslam’ın bayraktarı Devlet- Ebed Müddet olan Osmanlı Devlet-i Aliye’sidir. Bu yüce devlet ila’y-ı Kelimetullah davasındadır. Büyük gayeye hedeflenmiştir. Şeyh Edebali’nin yorumuyla müjdelenmişti Osman Bey.
İşte bu ulu çınar altı yüz yıl büyüyüp kökleştikten sonra köklerinden koparılmak istendi. Bu hain plan yürürlüğe konuldu. Önce içte iş birlikçiler ayarlandı. Modernlik adına özgürlük adına yola çıktı bu iç düşmanlar. Dış düşmanların işbirlikçileri bütün planlarını onlardan aldılar. Stratejileri dışarda yapılıyor, içerde uygulanıyordu.
YENİ SENARYO
Biz bu senaryoyu biliyoruz. Filmini bile izledik defalarca. Bu senaryo hem de hiç yeni değil. Eski senaryoların bir benzeri. Batı aynı filmi yüzlerce kez çekmeyi sever. Aynı senaryoda birkaç değişiklik yaparak ve yeni bir film diye vizyona sürer. Anti-Nazi filmlerinin yüzlercesini hatırlayınız. Ya Titanik filmlerinin versiyonlarını.
İşte ülkemizde de belirli aralıklarla gündeme getirilen bu kargaşa filmi yabancı olduğumuz filmlerden değil. Ne demiştik: Biz bu filmi görmüştük. Evet, biz bu filmi birkaç kez görmüştük.İç ve dış mihrakların ortak noktada birleştikleri anlaşıldı. Hapishanelerden boşalan Ergenokoncular, bir türlü izine ulaşılamayan Jitem, bir türlü yakalanamayan Yeşil zihinlerde hep kuşku yaratıyordu
Hep gizli bir korku kovalıyordu düşünen beyinleri. Ordunun darbe hevesinden arındığı söylense bile kimsenin pek inanası gelmiyordu. Herkes bunu temenni ediyordu ama yüzyılları aşan darbe tarihinin bu kadar çabuk değişeceğine kimse inanamıyordu. Nitekim bu son olaylar korkuları depreştirdi. Yine mi aynı günlere dönüyoruz.
KÖPRÜ
Hızla gelişecek olaylar
Kalbim küt küt vuracak
Sevineceğiz gelişinle
Sabah erken kalkan işçilerinle
İBRAHİM’İN GETİRDİĞİ
İbrahim getir emaneti
Az bulunan yitiği ve cenneti
Dost olmanın gereği
O sendin
haydi şair dostlar görüşelim