kutlu görünüşleri
3
semanın dokuz kısım kubbelerinde uçan
EMİNE BACI
Nişanlın Çanakkale’de şehit mi oldu
Gitti bir daha gelmedi mi
Sen O’na ya gazi ya şehit mi ol dedin
Aylarca ondan haber bekledin
SİYONİZMİN DÜNYA HAKİMİYETİ
Siyonizm uzun vadeli plan ve programlarını yapmış, lanetlenip kovulduğu topraklara yerleşmek ve orada Deccal ’ın imparatorluğunu kurmak için son hazırlıklarını yapmış, Arz-ı Mevut dediği topraklara göç etmiş ve bin bir entrikalarla mesken edindiği toprakları önce terör, sonra işgal ederek devletini kurmuştur. Şimdi bu topraklar üzerinde Büyük İsrail Devleti’ni kurmak Nil’den Fırat’a kadar uzanana büyük zulüm imparatorluğunu neşet ettirmek üzere harekete geçmiştir.
3 bin yıldan beri bu toprakların sahibiyiz diyerek isyan çıkardıkları için kovuldukları topraklar üzerinde hak iddia ederek, batıl itikatlarının peşine düşmüş ve bütün dünyanın bu sapık düşünceye inanmasını beklemektedirler.
Müslümanların ve Hristiyanların mukaddes kabul ettikleri Mescid-i Aksanın kutsalına hakaret eden Siyonist çapulcular dünyanın gözü önünde her türlü küstahlığı yapar hale gelmişlerdir. Dün Gazze’yi hunharca çoluk çocuk, hasta, sağlam, kadın erkek, sivil, asker demeden bombalamış, buğunsa daha tam bir anlaşma ve barış yapmadan, küstahça barışı bombalarcasına saldırılarını manevi değerler üzerine yöneltmiştir.
İslam dünyasıyla alay edercesine yapılan bu maddi manevi saldırılar artık haddini aşmış, tüm İslam dünyasının maşeri vicdanını yaralar, İzzet’i-nefsini ayaklar altına alır olmuştur. Bir türlü uyanamayan İslam dünyası Siyonizm’den yediği darbelerle ayılır gibi olmakta, ölüm uykusundan uyanana dev yarı uykulu, yarı baygın yattığı yerden doğrulmaktadır.
SENSİZLİĞE SERENAT
Anladın sen imkansız ne / anladım ben imkansız ne
Onu söyleyeyim sana dur hele dur bir baksana
Aramızda bunca engel varken sana kavuşmak
YENİ ROMANIN YENİ OYUNU
Eski oyununu daha fazla sürdüremeyeceğini anlayan Yeni Roma yeni oyun kurmuş ve oyunu büyük bir ustalıkla oynamaya başlamıştır. Yeni Roma kendini doğu ve batı diye ikiye ayırmış, batıda acımasız kapitalizm olanca sömürüsüyle hüküm sürerken, doğuda komünizm değişik taktiklerle halkların iliğini kurutuyordu.
Dünyayı Yalta konferansında paylaşmışlar, aralarındaki danışıklı dövüşle sömürge düzenlerini sürdürüyorlardı. Bu sömürü düzeni bir yerlerde çatlak verdi ve sürdürülemez hale gelince de yeni küresel oyunlarını ortaya sürdüler. Bu oyun İslam’ın erdemli yüzünün karartılması, buna dayanarak İslam-a-fobinin yürürlüğe konmasıydı. Tam da bunu yaptılar. Büyük bir ustalıkla sahnelediler bu oyunu.
Önce Amerika’da ikiz kuleleri vurdular ve bunu Müslümanların üzerine attılar. Kendilerinin destekledikleri El-Kaide canavarını öne sürdüler. Bu bahaneyle Afganistan İslam rejimi getirmesinden korktukları Taliban’ı yok etme harekatına giriştiler. Bu bahaneyle Afganistan’ı işgal ettiler. Yine aynı örgütleri başına bela ettikleri Pakistan’ı karıştırdılar. Ardından Irak, Suriye, Libya, Mısır, Yemen derken tüm İslam ülkelerini taşeron örgütler vasıtasıyla karıştırmaya başladılar.
MİLLİ POLİTİKA VE DIŞ MİHRAKLAR
Milli politika öyle sıradan bir iş değildir. Dış mihrakların etkisi, basiretsiz politikacıların varlığı milli politikaların uygulanmasını zorlaştırır, hatta yer yer imkansızlaştırır. Geri kalmış ülkelerin düştüğü engel tam da budur.
Milli politika öyle sıradan bir iş değildir. Dış mihrakların etkisi, basiretsiz politikacıların varlığı milli politikaların uygulanmasını zorlaştırır, hatta yer yer imkansızlaştırır. Geri kalmış ülkelerin düştüğü engel tam da budur.
İsmail Cem’in dediği gibi geri kalmış devletler aslında geri bıraktırılmış devletlerdir. Beşinci kol faaliyetleri ve uluslararası şirketlerin engellemeleri, milli politikaların yürütülememesi yüzünden bu geri kalmışlık tarihi bir türlü geri çevrilememekte, az gelişmiş ülkelerin makus talihi yenilememektedir.
Nesiller ve Ahlaki Dejenerasyon
AHLAKİ DEJENERASYON VE YENİ NESİLLER
AşK ŞARKISI
Ben şimdi seni nerede bulsam
Kendimi kaybettiğim yerde mi?
Her şeyi hatırlamak mı geçmişten
haydi şair dostlar görüşelim