Bu yolculukta yalnız değilim
Sen olacaksın yanımda
Geçmişi almaya gerek yok
Gelir nasılsa ardımızda
Damıtarak birktirdiğim
Bırak unutanlar unutsun;
Çizsinler üstümü,
Kalın kalın çizgilerle,
Yok saysınlar, indirsinler resimleri,
Dalıp gitsinler sırmalı gecelere...
Sen dalma,
Öğretseydin ya usta
Öğretseydin ya bana
Kilim örmeyi
Şiir işlemeyi
Öğretseydin ya usta
saçlarını öreydim
Gün kavuşurken arza
Gül sularken
Her akşam taşlıkta
Yüreğin titrermi hala
Sızlarmısın
Yıllar önce görmüştüm bir duvar halısında,
Avcı vurmuştu yavru ceylanı okuyla.
Belki bir aşiret kızıydı, sevdasını,
Bize böyle göstermişti yarasını.
Tüyün teleğin
Kınsız kılfsız kalmışsın
Bir düşa bir dişe.
Bu ne yazgımız
Ne hikayemiz
Ne töremiz böyle diye.
Seni
Sabah gibi aydınlık
Ve sonsuz
Seni
Fırat gibi ağır başlı ve suskun
Bilirim
Kışta kapıda
Başladığın kilim bitmedi
Üşürüm
Canım yarı gecede gitme.
Beraber dokuyalım acıları
Üşüyorum çavlan yürekli
Hohla ellerimi
Kar tutu
Sana gelen yollarımı
Gürültüsüz tozarak
1
Havada tütün kokusu
Meterisler, keklik tuzağı
Burası şerafettin dağı
Gecedir, pırıl pırıl
Kusursuz bir ay şafağı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!