Kara meşenin direncine, derinliğine
Sen iklimine benzersin
Dağlarımın güzelliğisin
Bir çift gamzenin duruşuna
Parçalanan ayna kırıklarında yüzün
Bir yangınım
Kendi içimde
Savururlar külümü
Ben yandıkça
Bir ay doğar üstüme
Kızıl kehribar
Bu yolculukta yalnız değilim
Sen olacaksın yanımda
Geçmişi almaya gerek yok
Gelir nasılsa ardımızda
Damıtarak birktirdiğim
Sevda ile
Şuur ile
Gülen gün güzelliğinde
Sarıl bana gülüm
Gençliğe, güzelliğe
Merhameti olmaz ölümün
Kaşla göz arası
Girdi koluma
Bana ışığı gösterdi
-Ay benim- fısıldayarak kulağıma
Uzandım yumuşak toprağına
İlkyaz bahçelerinden kaçırılmış
Otur incecik gölgeme
Konuş benimle
Anlat bana buraları.
Sarı şafakları
Suya inen karacaları
Dam üstünde çay tadını
Ey yaşamın gölgesi, güneşi
Hayatın ölmezi
Aşk'a hürmetten
Girelim gül bahçesine
Sefasını, cefasını soralım bülbül nefesine
Ateşin sarmalını şair yüreğine
Ben seni sevdiğimde
Sesim dağlara değdiğinde
Yanar kuru bir dal
Bir ses çıkarır, çatırdar
Sen bağrımda köz kal
Bırak unutanlar unutsun;
Çizsinler üstümü,
Kalın kalın çizgilerle,
Yok saysınlar, indirsinler resimleri,
Dalıp gitsinler sırmalı gecelere...
Sen dalma,
Benden gidilir ayrılıklar adresiyim
İstasyonlar, otogarlar, limanlar
Fena halde hüzün kokar
Omuz hizasına el ağır kalkar
Omuzum da bir el, gözlerinde bulut




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!