Ululanmış başlarıyla,
Salkım söğüt saçlarıyla,
Çatık duran kaşlarıyla,
Göklere direktir dağlar.
Lâle,nergiz, sümbülüyle,
AHLAT
Sırtını verdin Sühpan ve Nemrut’a
Yüzün Van Gölü’ne dönüktür Ahlat.
Bakışın uzamış karşı ufukta
Ateşin körelmiş sönüktür Ahlat.
İki ayak bir papuçta
Ezilen biziz sonuçta
Ne inişte, ne yokuşta
Sırtımızdan inmediler.
Çalış kurban, durma çalış,
Kale içerisindeydi asıl soyun,
Dört kolun vardı, dört yana uzardın.
Yüksek değildi, kısacıktı boyun,
Şöyle böyle üç dört metre kadardın.
Arkadaşın yoktu,çevren bomboştu,
AHLAT SİZE AĞLIYOR
Bugün böyle mahzun,
Garip durduğuma bakmayın,
Sitemim var size,
Küsüm de ondan gülmüyorum,
Zalimlerin zulmünden,
Korkunç mahşer gününden,
Kör şeytanın şerrinden,
Sığınırım Allah’a
Fitneci yalancıdan,
YÜCE ALLAHIM
Allahım, seni anlatan bir şiir,
Bir çok methiye yazmak istiyorum.
Yüceliğini bütün alem bilir,
Aczimi ancak kuldan gizliyorum.
Niçin kaçarsınız benden turnalar
Yoksa beni de avcı mı sandınız
Van Gölü’ne konmayın ha turnalar
Avcılar görürse billah yandınız.
Yine dizilmişsiniz katar katar
Yıllar oldu gurbetteyim
Bilmem sana nasıl deyim
Sensin benim ağam beyim
Ahlat seni çok özledim
Günlerime gün ekledim
Beyaz kepeneğin yanık bir sesin,
Kaval da senindir ihtiyar çoban.
O dağ senin, bu dağ benim gezersin,
Yollar da senindir ihtiyar çoban.
Irmaklardan, köprülerden geçersin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!