Hatırlıyor musun?
Sana en çok,
Meleğim demeyi severdim
Benim için melek kadar saf
Melek kadar temizdin
Yalan bilmezdin
Ne cennet cennet olurdu
Sen olmadan
Ne de cehennem cehennem olurdu
Sen olduğunda
Şimdiyse cennet cennet değil ama
Cehennem cehennem.
sizler kumsal taşları, güneşlenirken
sırtımıza batan, bir zaman nefret ettiğimiz
bir zaman köpekleri kovaladığımız,nasıl
tanımlardık duygularımızı,siz olmasaydınız
Her haykırışın
Dipsiz kuyuya düşen taş oldu
Düşüşü sonsuz yankısı kendi olan
Beklediğin yıllar oldu
Sonsuzluğa denk
Duyulmayan feryatların oldu
İlk kez bu gece düşündüm
Sana neden meleğim dediğimi
Herhalde, güzelliğin ve saflığın
Bana melekleri hatırlatmıştı
Ama daha önce hiç
Meleklerin vicdanı olmadığını düşünmemiştim
Nasıl bir düştür ki bu
Bana gelişi imkansızı getiren
Hani gitmiştin hani yoktun
Hani terk etmiştin bir daha gelmezcesine
Şimdi karşımdaki sen değil misin
Ben her gün
Barakalar kuruyorum
Yeni ordulara
Ve kumanyalar hazırlıyorum
Bir savaş öncesinde
Seni düşünerek
İç çekişlerinle atmosfer soğuyor
Çünkü sen dünyanın merkezindesin
Bilgelerin ulaşamayacağı bir yaş
Ellerindeki çizgilerden geçiyor kutsal yollar
Hiç bir mürekkep taşımaz ruhunu
Çan
Sakıncalı düşler yazgısında ongun
Rus ruleti altı mermili tabanca
Ölüm yok diyor şair hala
Sadece hayal ve gerçek var oyunda
kırmızıya boyanmış bir kere gece
o dayanılmaz taşra
yalnız bakir umutların ocağı
bir söz belki bir söz kalmış arka
ve boy gösteriyor gölge bir damla aydınlıkta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!