Başım dertte seninle benim
Nasıl da özlerim
Kargaşanı,kalabalığını
Kaldırımlarını,martılarını
Gökyüzüne saplanan minarelerini
Ah İstanbul ah
Kaprisleri bitmeyen
Nazlı sevgililer gibi
Ne zor seninle yaşamak
Taşı toprağı altın umutların
Yorgun yüzleri var insanların
Ah İstanbul ah
Bahar bile başka seninle
Taze gelin gibi zarif mekanların
Çamlıcan Emirganın
Deniz kenarı sarayların
Doyulmaz seyrine mavi boğazın
Ah İstanbul ah
Ateş tutan ellerin var senin
Kaybolmuş Anadolun
Kayıp köylerin kasabaların var
Unutulmamış tarihin
Hazin hikayelerin efsanelerin
Ah İstanbul ah
Eski kokan ahşap evlerin
Dar sokakların arnavut kaldırımların
Boş arsalarda top oynayan çocukların
Yıkık dökük surların
Anısını acısını içine hapsetmiş
Gemilere el sallayan Kızkulen var
Ah İstanbul ah
Özlemişim serin sabahlarını
Nemli cami avlularını
Yenicamiden havalanan güvercinlerini
Eminönünün cıvıltısını
Gemilerin sıra kapma kargaşasını
Kapalıçarşının geçmişe götüren
Ağır demir kapılarını,ışıl ışıl çarşısını
Ah İstanbul ah
Mercan yokuşunu tırmanan
Hayatın yükünü taşıyan hamalların
Ceyiz almaya gelen nişanlıların
Yokuşun yukarısında Çemberlitaşın
Tramvay duraklarında yolcuların
İstanbul sende zamanı yakalamalıyım
Ah İstanbul ah
Türbelerin yatırların
Hangisinde kısmetimi arayayım
Aziz Mahmut Hüdayinin kapısındayım
Oruçbabada adak adayım
Tellibabada tel sarayım
Muradıma erdim Eyüp sultandayım
Yuşada nidada çınar altındayım
Ah İstanbul ah
Bir ucun orman Anadolu kavağındayım
Sıra sıra dizilmiş kıyıya yalıların
Kanlıcada semaverde çayım
Tadına doyulmaz Çengelköyde hıyarın
Beylerbeyinde caminin kenarında balıkçıların
Ah İstanbul ah
Set bahçeleri köprü altı Beylerbeyi Sarayın
Bahçesinde rengarenk gülleri,manolya ağaçların
Küçük kardeşi gibi Dolmabahçe Sarayının
Endamı yayılmış kıyıya nakış nakış
Bir ucunda saat kulesi,bir ucunda dev topların
Hatırası Barbaros Hayrettin Paşanın
Ah İstanbul ah
Nasıl da özlemişim seni
Pierre Lottide çay içmeyi
Beyoğlunda gezmeyi
Sinemaları,mağazaları
Sağlı sollu konsoloslukları
İstiklal caddesi, Taksim
Ah İstanbul ah
Sende gözü kalmış her milletin
Zinciri çekmişler altın boynuza milim milim
Önünde duramamış hiçkimse Fatihin
Karadan yürütmüşler gemileri senin için
Bir asır kapandı bir asır başladı
Ah istanbul ah uğruna ne savaşlar yaşandı
Ne şiirler şarkılar yazıldı
Herbir köşende farklı bir anı
Bizans sende,anadolu sende
Yetmişiki millet barınmış böğründe
Yaşlandın artık gelinliğin üzerinde
Nasılda özlerim gençliğini
Ah İstanbul ah.
Kayıt Tarihi : 23.4.2005 19:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Reyhan Dedebal Okur](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/04/23/ah-istanbul-ah-3.jpg)
Biz mi acaba eskiyoruz.
başarılar. Aydın yüzgüleç
başarılar. Aydın yüzgüleç
TÜM YORUMLAR (6)