irkildi
buğulu kış kahvehanesi
mazotlu tahtala rgıcırdadı
dumanlar oynaştı ağırdan
Memed efeydi giren
heybet akıyordu
ince dalak boyundan posundan
yaşlıydı
zor seçiyordu gözlük merceklerinden
incecikten bağırırdı
bezelmişti
ünlerdi kulaklara hırıltılı sesi
duymazdı kimsecikler
duymazlıktan gelinirdi
varsın olsundu
yaslanıp sopasına
bir teke kadar dik kayasında
eski bir kadırga kadar asil
kıvrılırdı sanki gökten yere
görmeden baktığı an
haydi efem
az kaldı
gir içeriye
dayan ha dayan
öfkeliydi bu gün eve
oğula kıza kızana
bakındı görmeyerekten sağa sola
soluklanmak istedi
istedi ki
elinden tutsun birisi
sallandı kuru bir eli boşluğa
altına çekmeye sandalyeyi
gücü yetmedi
küçücük adımladı
ilişti bir kenarına
öyle ya
kimselere de minnet etmedi
soluklandı azıcık daha
kaykıldı ağırdan
yakınlaştı ileri bir yere
derinden bir 'merhaba' demek istedi
titredi dudakları
donuk bakakaldı
don lastikli gözlüğün ardından
savurdu sandı orta yere
sandı kalabalık ayaklandı
görmediğiydi gördüğü
açık gözlülerin körlüğü
'merhaba' dedi
herkes aldı sandı
duyulmadı
yığıldı
ama almıştı alacağını
içi rahat
ve mutlu
akşam yatağında olacaktı
dağlarda dolaşıp
kızanlarıyla uyuyacaktı
1992/Acıpayam
Mehmet Necip Özmen
Kayıt Tarihi : 13.4.2007 01:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!