İnsanlar soyunu sopunu beğenmelidir,
Kökünü beğenmeyen ağaç kuruyup gider.
İnsanlar yüzünü geçmişine dönmelidir,
Kökünü beğenmeyen ağaç kuruyup gider.
Ağacın meyve veren kısmı çiçekle daldır,
Yerde sürünenleri elinden tutup kaldır.
Köksüz ağacın yaşaması mümkün değildir,
Kökünü beğenmeyen ağaç kuruyup gider.
..
İnsana vermeli öğüt,
Ağaç yaşken eğilir.
Çocuğu küçükken eğit,
Ağaç yaşken eğilir.
Her şeyin çaresi vardır,
Zaman çabuk geçer dardır.
Kart ağacı eğmek zordur,
Ağaç yaşken eğilir.
..
Ben küçük bir fidanım büyümek istiyorum,
Ben de büyüyüp koskoca bir ağaç olayım.
Bana siz sahip çıkın beni sevin diyorum,
Ben de büyüyüp koskoca bir ağaç olayım.
Dibime gübre atın çapalayın su dökün,
Eğer beni seviyorsanız çok iyi bakın.
Nazar olmayım bana nazar boncuğu takın,
Ben de büyüyüp koskoca bir ağaç olayım.
..
Arı deyip geçmeyelim.Arının yaşantısı ile insanlar arasında doğru orantılı olarak bir bağ vardır.Arılar bin bir emek ile milyonlarca çiçeği gezerek topladıkları nektarı,polen ve mumlardan oluşturdukları peteğe bal olarak depolarken,kendi nesline ve insanlara şifa kaynağı olan bir yiyecek sunma gayreti içindedirler.İnsanoğlu hazırcı bir eda ile bal yemenin zevkine varırken,balın arı kovanında ne zahmetlerle oluştuğunu tahayyül bile edemez.Arıların geometrik şekiller ile oluşturdukları peteklere çiçek özlerinden elde ettikleri balı depolayıp ağzını da kapatması ilahi emirle yapılan mucizevi bir sanat anlayışından başka ne olabilir?
Arılar önceden ağaç kovukları ile taş yarıklarını mesken tutmuşlar,zamanla insanlar tarafından ehlileştirilerek kovanlarda hayatlarını idame etmeye başlamışlardır.Tıpkı ilk insanların ağaç kovuğu ile inlerde yaşayıp zamanla evlerde barındıkları gibi.İnsanların yaptığı alacıktan yapılma çalı evleri ile çadır ve toprak damlar kütük kovanlara,muntazam yapılan ev,apartmanlar ise fenni kovanlara misal oluşturur.Kovanda yaşayan arı kolonisi de bir ülke halkına misaldir.Başta kral arı olan arı beyi krallığı eşi kraliçe arıya kaptırmış olduğundan,arıcılıkta kraliçe arıya arı beyi denilmektedir.Sonra eski kral erkek arı arı beyinin yardımcısı konumundadır.Diğer üyeler ise savaşçı muhafız arılar ile işçi arılardan oluşur.Arı beyi ile erkek arı kovandan dışarı çıkmaz,muhafız arılar tarafından devamlı olarak korunur.İşçi olan arılar ise çiçek çiçek dolaşarak bal ve polen toplayıp getirirler.Velhasılı kelam her arı üzerine düşen görevi tam manası ile aksatmadan yapar.Bazen arı kovanı eşek arılarının saldırısına uğrar,eşek arısı apaçi helikopter gibi gökte görüldüğü an muhafız ve savaşçı arılar teyakkuza geçer,saldırıyı bertaraf etmek için alarmda dururlar.Saldırı sonucu birkaç asker arı şehit verilerek savaş sonuçlanır ve arı milleti korunmuş olur.
Misal bu ya; eskiden helikopterin bilinmediği zamanda bizim köy üzerinden bir helikopter geçiyormuş.Hiç helikopter görmeyen köy halkı havada acaip sesler çıkararak eşek arısı gibi uçan bu araçtan korkup her birisi bir tarafa kaçarken,kimi dam saçağının altına,kimi keçi ağılının içine gizlenerek,kendini korumaya çalışmış.Helikopter üzerlerinden geçip gidince merakla köy meydanına toplanan halk bu hilkat garibesi gibi olan homurtularla ses çıkaran bu garabetin ne olabileceğini tartışırlar.Köyün Yörük beyi konumundaki Ali Dayısı; ’’Bu olsa olsa yüz yaşında bir eşek arısı olabilir’’ der.Bunun gibi havadan gelerek kovandaki arılara saldıran eşek arısı ile arı kuşuna karşı koyamayan arılar çareyi kaçıp saklanmakta bulur.Zayiat ne kadar az olursa tehlike bu ölçüde hafif atlatılmış olur.Kovandaki arı kolonisi kışın soğuk ve açlık mücadele ederken bir bölümü telef olur ölür.Geride kalan arılar durumu kurtarmak için baharla beraber havalar ısınmaya başladığı zaman asker sayısını arttırıp çoğalmak gayesiyle erkek arının haklarını gasp edip kral olan kraliçe arı yani arı beyi tarafından peteklerin gözlerine yumurta bırakılır.Ağzına azık için arı sütü konularak peteğin ağzı mühürlenip kapatılır.Kışın ağır şartları karşısında zayıf düşen arı kolonisinin fertleri arasında türeyen bazı kendini bilmez arılar gizli örgüt kurarak memlekette devlete baş kaldıran veya dağa çıkan hainler gibi soysuzlar gibi fırsat buldukça yavruların bazısını öldürüp,bırakılan arı sütünü çalarak seçtikleri bir arı yavrusuna yedirerek onu gizlice besleyip arı beyi yaparak ileride kraliçe olacak bu arı beyi ile eski arı beyine baş kaldırma hareketi düzenleyerek yeni arı beyi eşliğinde eski arı beyine karşı ihtilal yapılır.Eski kraliçe arı bu durumdan habersiz olarak kendisine düşman olan ve düzeni bozmaya çalışan arıyı besleyip büyütürken,başına geleceklerden habersiz arı toplumunu idare etmeye çalışır.
Arı kovanları bazen de kuzeyden gelen boz Rus ayısının 1979 da Afganistan’a saldırdığı gibi ayı saldırısına uğrar,arıların bir kısmı karşı koymaya çalışırken ölür,ayı kovanı parçalayıp balı yerken,bir kısım arı da ayının zulmünden kaçarak canını zor kurtarır.Bu badirelerin ardından peteklerin gözlerinden çıkan yavru arıları örgütleyen yeni arı beyi kraliçe arıya karşı kovanda isyan çıkararak arı milletini savaşa sokarak birbirini kırdırır.Kovanı iki yarıya ayırırlar.Yeni arı beyi ile birlikte hareket eden arılara yenilikçi yada hain arılar denir.Eski arı beyiyle beraber olan arılara ise gelenekçi yada gerici arılar tayfası suçlamaları yapılır.Yenilikçi ve gelenekçi kanada bağlı arılar arasında iktidar mücadelesi başlar.Sonuçta yenilikçi kanada bağlı arılar mücadeleyi kazanarak ihtilal yapar ve idareye el koyarlar.Eski kraliçe arı beyi ile ona bağlı arıları arı kovanından sürüp çıkarırlar.Ve onları sürgüne gönderirler.Eski kraliçe arı sürgüne giderken,Allah belanızı versin ne haliniz varsa görün diyerek kovanı terk edip gider.Buna arının oğul vermesi denir.
Yeni kraliçe olan arı beyi kısa zamanda otoriteyi ele alır ve koloninin başına geçer.Kazandığı bu zafer sarhoşluğu ile zevki sefa sürerken bir yıl sonra aynı akibetin kendi başına geleceğinden habersiz yaşayıp gitmektedir.Rüzgar eken fırtına biçer diye boşuna dememiş atalarımız.Hem bu dünyada yaptığını çekmeyen kul olur mu?
İşte size arıların kovanda geçen fırtınalı isyan hareketinin anatomisi…
..
Uygurlar, üç yüz senelik bir süre içinde,
Yaşadılar Doğu Türkistan ile Çin’de.
Göktürk hakimiyetinden sonra yeni devlet kurmaya karar verdiler,
Milattan sonra yedi yüz kırk dörtte büyük bir imparatorluk kurdular.
Uygurların Büyük Kağanı Böğü-Kağan döneminde karar alındı,
Boylar,soylar,tüm Türk budunları birleşti yeni bir devlet olundu.
Türk mitolojisi içinde türeyiş adında efsane dardır,
..
Ormandaki ağaçlara bakıp siz dağı yalnız sanmayın,
Onca ağaç içinde yalnız kalırsın çıkmış olsan dağa.
Etrafınızdaki kalabalığa bakıp sizler sakın kanmayın,
Ölenin etrafı da kalabalıktır ama yalnız girer toprağa.
..
Efendilik ne malda mülktedir,
Ne de taşımış olduğu yüktedir.
Efendilik ulu bir ağaç gibidir,
Kökü yerde başı ise göktedir.
..
Ormana gitsen kuru olan değil,
Bilirsin ki ağaç yaş iken eğilir.
Unutma yüzmeyi bilmeyen değil,
Kendine çok güvenen boğulur.
..
Baş dediğin gövdeye tabidir,
Ağacın bütün gücü köktedir.
Yörükler dikili bir ağaç gibidir,
Kökü yerde olur,başı göktedir.
..