Mürekkep hokkaya,selâm mektuba,nokta yazıya konur
Nâme zarfa,zarf kutuya,vitamin suya,Gül vazoya konur
Kireç harca,harç yapıya,kilit kapıya,ağaç hizara konur
Cânân yoksa,gam yüreğe,taş küreğe,can mezara konur
..
Niçin yağıyorsun yağmur
Ağaç ıslak,dal ıslak,
Eğer ıslatmak istiyorsan gözlerimi,
Onlar ezelden ıslak.
..
Seni arıyorum günlerdir.
Seni arıyorum her damlasında yağmurun. Sormadığım ağaç yaprağı konuşmadığım kum tanesi kalmdı kumsallarda.
Seni anıyorum her gece
Ve sana uyanıyorum daha dalmadan gözlerim o lanet olası uykuya.
..
Ormanda yalnız bir ağaç
Ağaçta yalnız bir yaprak
Yaprakta yalnız bir yeşil
..
Babamın elinde
kızıl akça ağaç yaprağı
annemin mezarından.
..
Ormandayım yapayalnız ve terk edilmiş bir gece
Çok uzakta sisler içinde bir ağaç vardı uzun ince
Ben oturuyordum bir ağacın altında başım avuçlarımda
Korkularımın şiddetinden avuçlarımsa paramparça
Üstümde yıdız ve hayaletler bulutlarda yüzüyor
Arkamda çıldırmış bir kurt eşinin derisini yüzüyor
Önümde çok çok uzakta uzun ince bir ağaç
..
Hangi insanlığa sığar ki, yakmak, kesmek?
Güç yettiği kadar ağacı dikmek gerek...
Hey orman yakanlar, ya da ağaç kesenler!
Size mutlaka darağacı dikmek gerek!
05.08.2007
www.ekremsama.com
..
Kalemimde sivri bazen dilim gibi...
Ecdattan yadigar eğilmedim,nede virgül gibi..,
Ne melun haller var menfaat uğruna....
Kalleşçe gizlenmiş sırıtık suratlarda...
Gel vazgeç "işeme" yazılan duvar dibinde...
Üç ağaç peşinde mi sence,ormanı söken ZÜBBE
Boğazda sofrasına seni yapmışlar meze...
..
Bir ağaç olsan birde dalların yeşil
Hafiften rüzgar esse yapraklarına
Hani gölgende otursam
Senin ayaklaın olsa Dizinede başımı koysam
Ellerin saçlarımı okşasa
Yüzünüzde iki rekat kılsam
..
Mevsimler
Kül renkli bulutlar gibi
Geçiyor üstümüzden
Güz yağmuruna karışıyor
göz yaşlarımız
Kışımız-yazımız
Geçedursun mevsimler üstümüzden
..
Mevsimler
Bulut gibi geçiyor üstümüzden
Güz yağmuruna karışıyor
Göz yaşlarımız
Kışımız-yazımz
Geçedursun mevsimler üstümüzden
Gayri beyaz kalacak saçlarımız
..
dudaklarımda hep başka başkalarını aradı sevdiğim kadınlar
gözü kapalı idiler sanki yürekleri kör
ve:
yorgun bitkin
parmaklarında yüzük sığnaları
..
Ey sevdiğim gel seninle hiç kimsenin çıkamadığı dağlara
İki tane ağaç dikelim ve seninle on yıl sonra buluşalım
Ama seninle her gün bu ağaçları sulamaya gidelim
Senin ağacının yolu farklı benimkisi farklı olsun on yıl boyunca hiç birbirimizi Görmeyelim sen benim ağacımı sula bende senin ağacığını
Ve on yıl sonra buluşalım kim kimi daha çok sevmiştir diye
Eğer benim ağacımı kurutmuşsan sevmemişsindir beni yada Sevememişsindir. eğer senin ağacın solmuşsa sebebi seni çok Sevdiğimdendir...
..
Sen toprak ol, ben bitki,
Sen ağaç ol, ben yaprak,
Sen deniz ol,ben balık.
Yeterki,
Yeterki yanımda ol.
İstiyosan..
..
Ormanlar güzel bir servet
Herkes korumaya etsin gayret
Ağaç dikene yardım et
Milli parkları edin ziyaret
Ağaç dikmeye alışın
Çocuklar dersinize iyi çalışın
..
“Nevruz der ki ben nazlıyım/Sarp kayalarda gizliyim/Mavi donlu, gök gözlüyüm/ Benden ala çiçek var mı? ”
Nevruz günü, 21 Mart tarihinin o efsunlu havasında Ağın’da olmaktan büyük bir mutluluk duyduk. O gün belki de, Ağın tarihinde bir ilke imza atıldı.
Elâzığ’dan gelen Ağın Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği mensupları ile birlikte, şair ve sanat dostlarımızın Ağın Kaymakamlığı, Ağın Belediye Başkanlığı beraberce, Nevruz’u ve dolayısıyla Türk’ün tarihi ve efsanevi bayramını kutlamaları o kadar müthişti ki, o halay çekişte elele tutuşan yüreklerin toprağa diz vuruşları görülmeye değerdi! Elâzığ’ın coğrafya ve nüfus olarak küçük ama gönül coğrafyamızı kuşatacak büyüklükte bir vakarı, ortak sedayı ortaya koyması bakımından Türkiye’mize anlamlı mesajları vardı.
Öncelikle, bütün Türkiye’mize sağduyu ve birliktelik mesajını; tarihi bir şuur içerisinde bizlere yaşatan Ağın Kaymakamlığına, Ağın Belediye Başkanlığına ve Elazığ’daki Ağınlılar Kültür Turizm ve Dayanışma Derneğine ve bu katılımda emekleri geçen herkese öncelikle şükran duygularımı belirtmek isterim.
Bir defa Nevruz nedir sorusuna yıllarca muhatap kalan birçok insanımız bize ait olan değerlerden uzak/ırak kalmıştır. İnsanın kendisine yabancılaşması kadar acı bir şey olabilir mi?
Nevruzla niye ve niçin hafızalara ‘bölücülük’ bir ikilem gelsin ki? Ta Adriyatik Kıyılarından Çinhindine kadar uzanan gönül coğrafyamızda, Nevruz bu milletin bayramı olarak bilinir. Ancak 2008 yılında Meclisimize verilen bir önergeyle Nevruz’un Türkiye’de de bayram olarak kutlanması yolunda geçte kalınsa güzel adımlar atılmış olması sevindiricidir.
Nevruz’a, Türk’ün Bayramı dedik, tarihi destanının günü dedik, baharın sevinci dedik, tabiatın yeniden dirilişi dedik, ‘yeni gün’ veya gün dönümü dedik!
..
Adamlar tanıdım bar vermemiş ağaç gibi,
Adamlar tanıdım anılır,hiç ölmemişgibi.
Adamlar tanıdım,sararan güz gibi,
Adamlar tanıdım hep aydınlık gündüz gibi...
03.03.2007 Gebze
..
AĞAÇ YETİŞTİRMEK
Bir bahçeye üç gül fidanı diktik
Ama istediğimiz gibi yetiştiremedik.
Ya biz yeterince sulayamadık onları
Ya da onlar beğenmedi bizim suları.
..
Vasiyetim size dostlar
Neden diye düşünmeyin
Üç adımdan üşenmeyin
Tepeköye gömün beni
Bir yanım deniz olsun
Bir yanım ağaç dolsun
..
Bir ağaç gördüm,
Üzerinde çiğ taneleri
Sanki acılarını anlatıyordu.
Bütün insanlar gibi,oda çok acı çekmiş dedim.
Sanki hiç durmadan ağlıyordu
Hemde derinden
Çünkü çiğ düşen yaprakları
..