Yalancı cennet idi tadı
Kendi gitmiş, kalmış adı
Yadigâr İstanbul
Kendinde, kendini kaybeden sevgili
Kara sevdalı bir deli
Mecnun İstanbul
Belli değil kimi sevdiği
Kimin sevdiği
Şaşırmış İstanbul
Her seven zarar verdi
Her sevene gülerdi
Fedakâr İstanbul
Eli temiz, yüreği temiz olana anlatın
Altın idi taşın toprağın altın
Bir zamanlar İstanbul 5
Bir ulu çınar
Sarmış karıncalar
Kuruyor İstanbul
On bin yaşında bir delikanlı
Böğründe on milyon kalleş, eli kanlı
İnliyor İstanbul
Yedi cihet dört mevsim
Yeşildi her daim
Taş oldu İstanbul
Keneler kıçta olur, kuyrukta yaşar
Gözünde, burnunda, alnındalar
Can çekişir İstanbul
Seven sevdiğini gözünden sakınır
Anasından bile kıskanır
Sevenler seni fahişe yaptı İstanbul 10
-::-
Göğe uzanır yedi tepeden minarelerin
Güneşle öpüşür denizin
Gurub vakti İstanbul
Bir nadide pırlanta, Boğaz
Bağırıyor avaz avaz
Boğuluyorum İstanbul
Yeşil bir yorgandı Çamlıca
Mis gibi yoğurt kokardı Kanlıca
Neyin kaldı İstanbul
Akvaryum gibiydi Haliç’in
Altın Boynuz derlerdi onun için
Çamura döndü İstanbul
Nerde Arabacı İskelen
Nerede Sarıyer böreğin
Arıyorum İstanbul 15
Bebek kadar güzel ve temizdi Bebek
Fatih asalet, Emirgân lâle demek
Üsküdar’da ruh vardı İstanbul
Necip Fazıl, Namık Kemal
Mehmet Rauf, Yahya Kemal
Özlüyor seni İstanbul
Piere Loti sana aşıktı
Şark kahvesinde içilen kahvenin
Kırk yıl hatırı vardı İstanbul
Ressam Vecih’in Göksu deresi
Ali Rıza Beyin İstinye koy’u
Resimlerde kaldı İstanbul
Seyran Tepen, Sefa Yolun, Çık Salın sokağın
Sarayların, konakların vardı
Hep yandı İstanbul
20
Ermeni Rum Müslüman mezarlarında
Yan yana yatarlardı
Ölülerin İstanbul
Yeniden öldüler kabirlerinde ölüler
Toprak olan yürekleri sızladı
Bu mu bizim İstanbul
Her sokağında bir evliya vardı
Fakir insanların bile bahtiyardı
Mübarek İstanbul
Her manayı sende bulurlardı
Mana aleminde kaybolurlardı
Dervişlerin vardı İstanbul
Surların dökülüyor yetmişlik ihtiyar gibi
Suların balık arıyor sanki var gibi
Vah İstanbul 25
Bir gören pişmandı seni
Bir de görmeyen
Ey İstanbul
Biliyorum, öyle yoruldun ki
Şimdi
Kendin pişmansın İstanbul
Altın tarih, üstün cennet
Ölelim sen emret
Can feda İstanbul
Tanrı’dan nimettir güzellik
Güzel diye seni katlettik
Affet İstanbul 29
(25 Mart 2005)
Kayıt Tarihi : 5.6.2005 18:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selahattin Aydemir](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/06/05/affet-istanbul.jpg)
Çok güzeldi yüreğinize sağlık
Saygılar kaleminize
Yeni yılınız kutlu olsun, nice nice mutlu yıllara...'
Karamanlı Âşık Çağlari
asikborani (04.02.2008 12:48) Cevap yaz
Ömrümden çıkarıp toprağa gömdüm.
Gönlümü kırdılar sahte dostlarım.
Yanıldım bir kere arkamı döndüm.
Sırtımdan vurdular sahte dostlarım.
Boynuma dertlerden küpe taktılar.
En güzel yıllarım yakıp yıktılar.
Arkada bir yığın dert bıraktılar.
Uzaktan durdular sahte dostlarım.
Kendim bile yanamadım halıma.
Bülbül gibi zarım gülün dalına.
Dostluğa uzanan gönül yoluma.
Hep tuzak kurdular sahte dostlarım.
Çileli yıllarım geçti boş yere.
Gözümün yaşını almıyor dere.
Darıldım şansıma küstüm kadere.
Hep belli oldular sahte dostlarım.
Borani yem dert doladı başıma.
Zehir kattı ekmeğime aşıma.
Ölünce yazdırın mezar taşıma.
Gönlümü yordular sahte dostlarım.
Hak ozanı halkın gözü halkın kulağı dili olup kendini insanlığa adayan katılımcı paylaşımcı
Ve özverili bir mücadele adamıdır gün gelir haksızlığa ve zulmün kaşısında isyan eder
Sinesini zulme karşı kalkan eder pirsultan misali coşar haykırır gün gelir yunus misali
Yetmiş iki millete bir gözle bakar yetmiş iki milleti bir bilip insan sevgisini yüreğinin derinliklerinde hisseden bir deniz umman olur halk ozanı insanlığın ve gerçeğin hak ve hakikatın karşısında eğilen zulmün ve haksızlığın karşısında dimdik duran bir gönül adamıdır
DOST dost olmak güzel şey dost bulmakta güzel şey hele yeni dostluklar dostluklarda çok çeşitli hep yakınır ozanlar Veysel baba dost dost diye nicesini sarıldım benim sadık yarim kara toprak der ya kul himmet
Bir dost bulamadım gün akşam oldu diye yakınır
Dost vardır çiçek gibi kokar alır götürür bütün yüklerinizi
Dost vardır yüreğindeki ateşle ısıtır ellerinizi
Dostlar vardır yağmurda fırtınada sınak güneşte gölge
Dostlar vardır yıldız gibi hava kapalı olsa bile kapkara bulutların bekçisidir
Dostlar vardır arada bir uğrayıp alt üsr eder hayatınızı dili zehir zemberek bakışları keskindir
Dostlar vardır iyi bir öğretmen gibi nasıl sorulacağını öğretir size
Dostlar vardır dağ gibi vakur toprak kadar bereketli mert
Dostlar vardır tanıştığınız gün doğar yittiği gün ölürsünüz
Dostlar vardır zamana ve darbelere yollara ve hasretlere dirençli
Dostlar vardır yüreğine kök salmış çınardır hiçbir şey deviremez
Gönülden gönüle kurulmuş köprüler ne yaşansa atılamaz
Dostlarımız vardır bizlere benzerler
Dostlarımız vardır erken dolar vadesi
Dostluklar vardır devam eder dünyada da ahrettede
İşte biz böyle dostlar arıyoruz
sevgiyi saygıyı birlikte paylaşalım
aşık borani Halil çimen -sarimbey köyü çorum
ister istemez siir hüzünlerini zerkediyor en ince kilcaldamarlarimizdan her zerremize...
tebrikler ve saygilar sunarim
Tebrikler.
Haluk Yıldız
TÜM YORUMLAR (6)