AFFLA İLİGLİ AYETLER
a) Affedici Olmak ve Öfkesini Yenmek.
O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever. (Ali İmran 134)
İçinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya, yoksullara, Allah yolunda göç edenlere (mallarından) vermeyeceklerine yemin etmesinler; bağışlasınlar; feragat göstersinler. Allah’ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir. (Nur 22)
b) Kötülüğü Affetmek
Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz yahut bir kötülüğü affederseniz (bilin ki) , Allah da çok affedicidir, her şeye hakkıyla gücü yetendir. (Nisa 149)
Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür (ona denk bir cezadır) . Ama kim affeder ve arayı düzeltirse onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz O, zalimleri sevmez. (Şura 40)
Zulme uğradıktan sonra, kendini savunup hakkını alan kimseye (ceza vermek için) bir yol yoktur. (Şura 41)
Ceza yolu ancak insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenler içindir. İşte onlar için elem dolu bir azap vardır. (Şura 42)
Her kim de sabreder ve bağışlarsa, işte bu elbette azmedilecek işlerdendir. (Şura 43)
Öfke Sırasında Kusuru Bağışlama
Onlar büyük günahlardan ve hayâsızlıklardan kaçınırlar. Kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar. (Şura 37)
TEVAZU
Müminlere Karşı Alçak Gönüllü Olmak
Kâfirlerden bir kısmını faydalandırdığımız şeylerde sakın gözün kalmasın. Onlara karşı mahzun olma ve müminlere (şefkat) kanadını indir. (Hicr 88)
Müminlerden sana uyanlara kanatlarını indir. Eğer sana karşı gelirlerse, “Şüphesiz ben sizin yaptığınız şeylerden uzağım” de. Sen o mutlak galip, merhamet sahibine dayan. (Şuara 215–217)
Rahman’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm! ” der.(geçer) (Furkan 63)
Tevazu Sahiplerinin Mükâfatı
…Ey Muhammet O ihlâslı ve mümtaz insanları müjdele. (Hacc 34)
Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazı erkekler ve mütevazı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; iste Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. (Ahzab 35)
MERHAMET
Merhamet Tavsiye Etmek
Sonra iman edenlerden, birbirine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirine …..(merhameti) öğütleyenden olmaktır. Bunlar sağdakilerdir. (Beled 17–18)
Öfke, Öfkeyi Yutmak
Onlar (takva sahipleri) bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir… (Ali İmran 134)
Asıl Olan Barıştır
Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir. Eğer sana hile yapmak isterlerse, sunu bil ki, Allah sana kâfidir. O, seni yardımıyla ve müminlerle destekleyendir. Ve (Allah) , onların kalplerini birleştirmiştir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir. (Enfal 61–63)
Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı yahut da insanların arasını düzeltmeyi emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa, biz ona büyük bir mükâfat vereceğiz. (Nisa 114)
Sana ganimetler hakkında soruyorlar. De ki: “Ganimetler Allah’a ve Resulüne aittir. O halde, eğer müminler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, Allah ve Resulüne itaat edin. (Enfal 1)
Dargınları Birleştirmek
İyilik etmemek, takvaya sarılmamak, insanlar arasını ıslah etmemek yolundaki yeminlerinize Allah’ı siper yapmayın. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (Bakara 224)
Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. (Hucurat 10)
Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever. (Hucurat 9)
Allah’ın Rahmeti
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. (Bakara 207)
Kendilerine güvenlik (barış) veya korku (savaş) ile ilgili bir haber geldiğinde onu yayarlar. Hâlbuki onu peygambere ve içlerinden yetki sahibi kimselere götürselerdi, elbette bunlardan, onu değerlendirip sonuç (hüküm) çıkarabilecek nitelikte olanları onu anlayıp bilirlerdi. Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, pek azınız hariç, muhakkak şeytana uyardınız. (Nisa 83)
De ki: “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir? ” “Allah’ındır” de. O merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar. (En’am 12)
(O günün azabı) kimden savuşturulursa gerçekten (Allah) ona acımıştır. İşte bu apaçık kurtuluştur. (En’am 16)
Rabbin her bakımdan sınırsız zengindir, rahmet sahibidir. Sizi başka bir kavmin soyundan getirdiği gibi, dilerse sizi giderir (yok eder) ve sizden sonra da yerinize dilediğini getirir. (En’am 133)
Eğer seni yalanlarlarsa, de ki: “Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. (Bununla beraber) suçlu bir toplumdan onun azabı geri çevrilmez. (En’am 147)
Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayet ve rahmete erdirmek için Musa’ya Kitabı (Tevrat’ı) verdik ki Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler. (En’am 154)
Sizi uyarması ve sizin de Allah’a karşı gelmekten sakınıp rahmete ulaşmanız için, içinizden bir adam aracılığı ile Rabbinizden size bir zikir (vahiy ve öğüt) gelmesine şaştınız mı? (Araf 63)
Eğer Rabbin dileseydi bütün insanları hakta ittifak eden bir tek ümmet yapardı. Fakat O bunu irade etmediğinden ittifak etmemişlerdir ve işte böylece ihtilaf eder vaziyette devam edeceklerdir. Ancak Rabbinin lütfederek hakta birleşmeyi nasip ettiği kimseler bunun dışındadır. Esasen O, insanları bunun için yaratmıştır. Böylece, Rabbinin 'Ben cehennemi, bütün cin ve insanlardan müstahak olanlarla dolduracağım.' sözü gerçekleşecektir. (Hud 118–119)
Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir' dedi. (Yusuf 53)
De ki: “Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman da tükenir korkusuyla cimrilik ederdiniz. Zaten insan çok cimridir.” (İsra 100)
Senin, bağısı bol olan Rabbin merhamet sahibidir; şayet yaptıkları yüzünden onları (hemen) muaheze edecek olsaydı, onlara azabı çarçabuk verirdi. Fakat kendilerine tanınmış belli bir süre vardır ki, artik bundan kaçıp kurtulacakları bir sığınak bulamayacaklardır. (Kehf 58)
Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. (Kehf 65)
Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik ve ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik. (Enbiya 84)
Ya Allah’ın size bol lütfü ve merhameti bulunmasaydı ve Allah, tövbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (haliniz nice olurdu) ! (Nur 10)
Eğer dünyada ve ahi rette Allah’ın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap isabet ederdi. (Nur 14)
Ya sizin üstünüze Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, Allah çok şefkatli ve merhametli olmasaydı (haliniz nice olurdu) ! Ey iman edenler! Şeytanin adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanin adımlarını takip ederse, muhakkak ki o, edepsizliği (yüz kızartıcı suçları) ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse asla temize çıkamazdı. Fakat Allah dilediğini arındırır. Allah işitir ve bilir. (Nur 20–21)
Rahmetinden ötürü Allah, geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinlenesiniz, (gündüzün) O'nun fazlı kereminden (rızkınızı) arayasınız ve şükredesiniz. (Kasas 73)
De ki: Allah size bir kötülük dilerse, O'na karsı sizi kim korur; ya da size rahmet dilerse (size kim zarar verebilir) ? Onlar, kendilerine Allah'tan başka ne bir dost bulurlar ne de bir yardımcı. (Ahzab 17)
Allah’ın insanlara açacağı herhangi bir rahmeti tutup hapseden olamaz. O'nun tuttuğunu O'ndan sonra salıverecek de yoktur. O, üstündür, hikmet sahibidir (Fatır2) YUSUF AYGÜN/ İLAHİYATÇI
[email protected]
Kayıt Tarihi : 26.3.2008 20:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hakikatleri dile getiren kaleminiz susmasın. Elinize, dilinize ve gönlünüze sağlık. KutluYORUM.
Muhabbetle kalınız.
Vesselam...
TÜM YORUMLAR (5)