Kadın insandır.. Şiiri - Yusuf Aygun

Yusuf Aygun
27

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kadın insandır..

Yaradılışından günümüze bedensel gücünün azlığı nedeniyle olsa gerektir ki hep ezilen, horlanan, istismar edilen, hakkında karar verilen, hatta tanrılara kurban olarak sunulan bir varlık olmuştur kadın. Bu durum değişik zamanlarda özellikle vahiy merkezli dinlerin gelmesiyle değişmişse de bu dinlerde daha sonra erkekler tarafından ya tahrif edilmiş ya da erkek merkezli bir şekilde yorumlanarak kadın eski kötü durumuna mahkûm edilmiştir.
Burada kadının yaradılışından bu yana tarihi seyir içindeki bu durumunu irdelemek gerekirse; eski medeniyetlere kısa bir göz atmak yeterli olacaktır.
Eski Yunan’da: Köleyle birdi. Alınıp satılırdı. Miras hakkı yoktu. Aristo’ya göre kadın özgür ve serbest olmamalıdır. Ispartalıların çöküş sebebi kadını özgür bırakmaları ve ona bir takım haklar vermeleridir. Ona göre kadın yaradılışta yarı kalmış bir erkektir. Eflatun’a göre kadın elden ele orta malı olarak gezmelidir.
Romalılarda: Kadın babasından kocasına aktarılan bir maldır. Kız çocuğunun mülk edinme hakkı yoktur.
Yahudilikte: Yahudilerin en çok tekrarladıkları şu dua: Ezeli ilahımız kâinatın kralı, beni kadın olarak yaratmadığın için sana hamd olsun. Kadın hakkındaki temel görüşlerini ortaya koyar. Yahudilere göre kadın müstakil olarak yaratılmayıp erkeğin kaburga kemiğinden o cennette sıkılmasın diye yaratılmıştır. Fakat o şeytanla işbirliği yapıp Âdem’e ihanet etmiştir. Bu sebeple o fıtrat olarak lanetli bir varlıktır.
Hıristiyanlıkta: Bir zamanlar kadını insan saymıyorlardı. Onlara göre kadın bütün kötülüklerin temel sebebi idi. Hıristiyanlara göre bekârlık evlilikten daha iyi bir davranıştır. Kadın şeytanın kapısıdır.
Fransızlara göre: Eski Fransız kültüründe kadın erkeğe hizmet etsin diye gönderilmişti.
İngilizler: İngiliz yasaları 1805’e kadar erkeğin kadını bir mülk olarak alıp satabileceğine inanırdı. Kadın necis sayıldığından İncil’e dokunması yasaktı. 8. Henri bunu bir kanunla değiştirdi.
Bati Kültüründe: Kadını kötülük, şeytana uyum ve ayartıcılığı temsil ederdi. Bu anlayış onların Hıristiyanlığı ve kutsal kitabı eski mitolojiler etkisiyle tarif etmelerinden kaynaklanmakta idi.
Eski Mısırda: Kadın kardeşi ve babası ile evlenmekte idi. Krallar güya saf ırkı muhafaza için kızları ve kardeşleriyle evlenirdi.
Eski İran’da: Kadın kötülüklerin ve cezanın sebebi sayılırdı. Adet halinde bütün faaliyetlerinden uzak tutul.
Bizans ta: M. 1483 yılında yapılan konsülde kadının ruhu olup olmadığı tartışıldı. Birçok Yahudi bilgin burada olumsuz yanıt vererek kadının ruh sahibi olmadığını savundu.
Cahiliye Arapları: Çok evlilik vardı, kadının nikâh garantisi yoktu. Eşi öldüğünde en büyük üvey çocuğa miras olarak kalırdı. Mal edinme hakları yoktu. Araplar arasında genelde kız çocukları uğursuz görülürdü. Kureyş kabilesi hariç bazı kabileler sık olmamakla birlikte açlık ve namus korkusuyla kız çocuklarını diri diri toprağa gömerdi.
Nahl 58.59 : Onlardan birine kız doğumu müjde verilince öfkeli bir vaziyette yüzü simsiyah kesilir. Verilen kötü haberin etkisiyle kavminden gizlenir. O doğanı hareketli mi bırakacak yoksa onu toprağa mı gömecek diye kendi kendine düşünür. Bakın verdikleri hüküm ne kadar kötü.
Hammurabi Kanunlarında: Kadın evcil hayvanla aynı sayılırdı. Birisi birinin kızını öldürse kendi kızını ona verirdi. Oda onu ister öldürür isterse de mal gibi kullanırdı.
Hinduizm: Kadın çeşitli sebeplerle tanrıya kurban edilir. Bazıları kocası ölünce onu da (kadını) aynı günde öldürürlerdi. Kadın müstaki bir varlık sayılmazdı. Vedalarda, kadın kasırgadan, ölümden, zehirden ve yılandan daha kötüydü denir. Kadın bu olumsuz inanç ve kültür ortamında ne tür zulüm işkence ve aşağılanmaya maruz kaldığı tahmin edilebilir bir vahşettir. Bu vahşet vahiyle bir ara düzeltildiyse de Kur’an inene kadar devam etmiştir.

KUR’AN DA KADIN

Nahl 97: (Erkek ve kadın kim mümin olarak iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.)
Ahzab 73: (Allah emaneti insana vermekle suretiyle) münafık erkeklere ve kadınlara puta tapan erkeklere ve puta tapan kadınlara azap edecek, inanan erkeklerin ve kadınların tövbelerini kabul edecektir. Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir.)
Bakara 187: (Siz kadınlar için kadınlarda sizin için bir elbisedir.)
Kadınla erkeği bir ve eşit tutan ve onların arasındaki cinsiyeti ifade eden daha güzel bir ifade kullanılması mümkün değildir. Fakat bütün bu ayet ve hükümlere rağmen geçmiş kültürlerin kalıntıları ve islama yeni giren milletlerin eski inanç ve kültürlerini islama ve İslam kültürünün bize ulaşan kaynaklarına israiliyat ve efsane olarak yansıtmaları sebebiyle kadın yeniden Kur’an ve onun ideal yaşantısı olan asrı saadetteki konumunu kaybetmiştir. Bu olumsuz efsane, töre ve kültürlerin tarih içerisinde din zannedilmesi ve nasların bu doğrultuda anlaşılır ve yorumlanır oluşu. İslamın kadın konusundaki düşünce atmosferine zarar vermiştir.

Bu olumsuzluklar şu şekilde sıralanabilir:

a) Yaradılış Efsanesi: Bu efsaneye göre Allah önce erkeği çamurdan yaratmış çamur artınca da artan çamurdan kadını yaratmıştır. Yahut onu erkeğin. Göbek deliğinden artan çamurdan yaratılmıştır. Yani göbek deliğini açmak için alınan çamurdan yaratılmıştır. Başka bir inanışa göre ise erkeği yaratmış onun kaburga kemiğinden de kadını yaratmıştır. Her ne kadar bu inancı yansıtır gibi gözüken hadis rivayetleri varsa da bu hadisler farklı yorumlanmalıdır ve bunlarda teşbih ve mecaz vardır. Bu konudaki hadisler şerh kitaplarından bulunabilir. Fakat yukarıda da ifade ettiğimiz gibi bu tip rivayetler Yahudilik, Hıristiyanlık ve geçmiş cahiliye düşünceleri etkisiyle kadının aleyhine yorumlanmıştır.
b) İlk günah efsanesi: Bu inanışa göre Allah önce Âdem’i yaratmış sonrada O sıkılmasın diye önce kuşları ve bir iki böceği ve daha sonra kadın yaratmıştır. Bu iki varlık cennette serbestçe yaşamakta kendilerine hayat ağacı denilen elma ağacı dışında her şey helal kılınmıştır. Fakat kadın şeytanın giriş kapısı olmuş. Şeytan ilk önce ona ebedi yaşamak istiyorsanız bu meyveden yiyin demiş. Onu ikna edip yedirmiş. Oda erkeği yani Âdem’i buna ikna ettirmiştir. Yani kadın erkeği şeytanla aldatmış ona ihanet etmiştir. (Buhari enbiyal (Yahudiler olmasaydı et çürümezdi, Havada olmasaydı hiçbir kadın kocasına ihanet etmezdi.) . Akabinde cennetten çıkarılmıştır. Bu olay Kuran’da da anlatılmaktadır. Fakat bu iş kadına mal edilmemekte kadın ve erkeğin beraberce bu suçu işledikleri(Taha 116-122) ‘Hani meleklere 'Âdem'e secde edin! ' demiştik de İblis müstesna hepsi secde etmişti. İblis dayatmıştı. Bunun üzerine biz şöyle demiştik: 'Ey Âdem! Şu, senin de eşinin de düşmanıdır, dikkat et de sizi cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht olursun.' 'Senin burada ne acıkman söz konusudur ne de çıplak kalman.' 'Ve sen burada ne susayacaksın ne de güneşten yanacaksın.' Derken, şeytan ona şöyle diyerek vesvese verdi: 'Ey Âdem! Sana, sonsuzluk ağacıyla eskimez-çökmez mülk ve saltanatı göstereyim mi? ' Nihayet, ikisi de ondan yediler. Bunun üzerine, çirkin yerleri kendilerine açıldı; üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etmiş, azmış, ziyana uğramıştı. Sonra, Rabbi onu arıtıp temizledi, onun tövbesini kabul edip kendisini iyiye ve doğruya kılavuzlardı.) Ayrıca Bakınız, Bakara 134-141) . Dolayısıyla böyle yakışıksız bir tavrın kadına affedilmeyeceğini ortaya koymuştur. Kuran’a göre bu suç sonrası yeryüzüne gönderilen erkek ve kadın tövbe etmiş Allah da onların tövbesini kabul edip dünyada onlara bir hayat düştünü vermiştir(Bakara 37) : (Bunun üzerine Âdem, Rabbinden bazı kelimeler öğrenip belledi de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe yayar.) Oysa efsane(Tekvin 3-Eskiahid) bu ilk günahın bütün insanoğluna miras kaldığını bu olaya sebebiyet verdiği için de bütün kadın cinsinin sahip olduğunu iddia etmektedir(Necm 38-39) : (Gerçek şu ki, hiçbir günahkâr bir başka günahkârın yükünü sırtlamaz. Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur.) Hıristiyanlığa göre bu günahın bedelini kullarına acıdığı için Rab. İnsan suretinde İsa olarak yeryüzüne gelmiş ve ödemiştir. Efsanenin ayrıntısında daha komik şeyler vardır. Şöyle ki güya Âdem meyveyi yerken olayı fark etmiş. Onun için elmayı tam yutmadığı için erkek cinsinin boğazında kemik vardır. Kadın ise bunu yuttuğu için boğazında kemik yoktur. Maalesef bu inanışlar Müslüman kültürüne de sızmış ve Müslümanlar aynı kültür kalıntılarıyla Kuran’ı yorumlamaya başlamıştır. Bu anlamda Kuran anlayışımızda kadınla ilgili olumsuz yorumlanan kavramlar görülmektedir. Bunlardan biri fitnedir.
Fitne: Deneme sınama manasına gelen bu kelime bazen Kuran da saptırıcı, fücur, fesat anlamlarına gelmektedir. Kuran kadın, mal, çocuk v.s. fitnedir gibi ifadeleri sıkça kullandığı için bunlar saptırıcı, fücur, fesat ve yoldan çıkarıcıdır şeklinde kelimenin olumsuz anlamı yüklenerek tercüme edilmekte ve kadına Kuran’ın olumsuz ve negatif bir bakış getirdiği zannedilmektedir. Oysa Kuran bunları bir imtihan olarak kelimenin olumlu manası itibariyle kullanmaktadır. Yani anlatılan şudur. Kadın, evlat, mal v.s. doğru ve Allah’ın hükümlerine göre yaklaşması gereken ve insanın bunu yapıp yapmadığı konusunda sınadığı varlıklardır. Erkek de bu konuda aynıdır. O da kadın için bir sınamadır. Yani fitnedir. Diğer bir ifade Emanet kelimesidir. Bu depreyatif kültür birikimi ile yanlış algılanmaktadır. Kuran da ve sünnette kadınlarımız size emanettir ifadesi kullanılmakta ve bu sanki kadınlar sizin mallarınızdır gibi algılanmaktadır. Kadının güçsüz ve eksik bir varlık gibi yansıtıldığı bu ifade yanlış yorumlandığı için böyle algılanmaktadır.
Oysa insanın ana vazifesi olan hilafet görevi de Kuran’da emanet olarak isimlendirilmekte ve bu kutsiyet anlamında kullanılmaktadır. Kuran mantığını bilen herkes kadının emanet oluşunun bu anlamda yani kutsal anlamda kullanıldığını bilirler. Yine birtakım rivayetlerle birlikte kadının aklının ve dininin eksik olduğu, onun için Kuran’daki hitapların erkeğe hitap ettiği. Kadının yapması gerekenin ise erkeğe tabi olmak ve itaat etmek olduğu. Kadının görevinin ibadetleri yapmaya çalışmak, evden çıkmamak, çocuk doğurmak, yemek vs. diğer hizmetleri eksiksiz yerine getirmek, erkeğe itaat etmek ve eli ateşte dahi olsa cinsel ilişkiye çağrıldığında koşup gitmek olduğu şeklinde bu cahili düşünce yansıtılmıştır. Bu anlayış tamamen Kuran ve sünnete aykırıdır. Bu konudaki rivayetler çoğunlukla uydurma bu anlamı andıran sahih rivayetler de bu anlayışı yansıtmak için yanlış yorumlanmış rivayetlerdir. Çünkü Kuran’ın umumi anlamına bunlar terstir. Kuran ve sünnete göre kadın ve erkek birbirine karşı sorumlulukları olan bir elmanın iki yarısı kadar birbirine eşit olan iki varlıktır. İkisi de Kuran’a ve sünnete eşit derecede muhataptır. Bazı hususlarda farklı vazifeleri de olsa bu konumları ve yaratılışları gereğidir. Fakat bu onları Allah indinde eksik ya da fazla, daha dindar ya da yarım dindar, daha akıllı ya da daha düşük akıllı yapmaz. Bu tamamen cahiliyye kültürle İslami yorumlamanın ona batıl ve hurafeyi karıştırmanın bir sonucudur. Hz. Ayşe sahabe döneminde islama sokulmaya çalışılan bu tip rivayetlere hep karşı çıkmıştır. Hadis kitapları Hz. Ayşe’nin bu itirazlarının örnekleri ile doludur. Kadının uğursuz olduğu rivayetleri onun en çok karşı çıktığı diğer bir hurafedir. Yanlış algılanan diğer bir kavramda KAVVAM’ dır. Bu kelimede üstün, hâkim anlamlarında yorumlansa da ayetin içeriğinde de belirtildiği üzere koruyan, muhafaza eden ve yedirip besleyen anlamındadır. Kaldı ki fiziki güç insanı üstün yapmaz. Allah indinde güç ve kudret manevi güç olan takvadır. Bu da cinsiyete bağlı bir kavram değildir. Allah’tan korkan kadın veya erkek birbirinin aynı iki kuldur. Daha önce de naklettiğimiz gibi ikisi birbirinin tamamlayıcısıdır. Diğer bir kavram da boşanma ayetinde kullanılan darebe kelimesidir. Bu da serkeş, eşlerle alakalıdır. Bu kelimeye dövme manası vermiştirler. Bu da Hz. Peygamber ve sahabe uygulamalarına ve Kuran mantığına ters bir cahiliye âdetidir. Darebe kelimesi vurmak anlamına geldiği gibi salıverme anlamında kullanılır. Ayetlerdeki anlamı anlaşamıyorsanız salıverip boşayın anlamındadır. Ayetin siyakı ve sibakı bunu göstermektedir. Hz. Peygamber Hz. Ayşe ile ilgili hadisesinde onun kalbini kırmamış, onu incitmemiş, Allah’ın hükmü gelinceye kadar onu babasının evine göndermiştir.
Sonuç olarak şunu diyebiliriz: Alam ibn-i Rüşd’ün deyimiyle kadın erkek gibi fikir ve irade hürriyetine sahiptir. Biri diğerine mütahakkim değildir. her biri fikirlerinde, iradelerinde ve fiillerinde hürdür. Bir kadın erkek gibi, ilim tahsis edebilir. İstisnasız âlim, müftü, veli, ders veren hoca, müştehid olabilir. Kadın erkek gibi velayet sahibidir. Tamamıyla medeni hukuka sahiptir. Akidlerde, muamelatta erkekten bir farkı yoktur. Malında dilediği gibi tasarruf eder. Şahit, vekil, kefil, ortak olur; dava açar, ticaret yapar, vasi olur. Umumi hayata atılabilir. Sosyal hayatta fitne fücur sayanlar onu cahil bırakarak daha büyük bir fitne ve fücura insanlık adına sebep olmaktadır.

YUSUF AYGÜN/İLAHİYATÇ[email protected]

Yusuf Aygun
Kayıt Tarihi : 26.3.2008 19:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


KADINLA İLGİLİ AYETLER Bakara: 35-39-41-102-178-180-187-196-197-201-223-225-235-240-242-282 Al-i İmran: 14-35-40-42-47-61-195 Nisa: 1-3-4-7-11-25-32-35-43-75-92-98-99-117-118-124-127-130-156-176 Maide: 5-6-17-39-75-110-116 En’am: 9-87-98-100-101-137-139-140-143-144-151 Araf: 19-25-27-83-127-141-150-189 Tevbe: 24-67-68-71-72 Hud: 40-45-46-71-73-78-79-81 Yusuf: 21-23-24-50-51 Rad: 8-23-24-28 İbrahim: 6 Hicr: 59-60-65-71-88 Nahl: 57-59-72-92-97 İsra: 23-24-31-40 Meryem: 8-14-16-36 Taha: 38-40-94-117-123 Enbiya: 84-90-91 Hacc: 2-5 Mü’minun: 5-7-27-50 Nur: 2-20-23-26-30-33-60-61 Furkan: 74 Şuara: 165-166-169-171 Neml: 7-23-44-55-57 Kasas: 4-9-13-23-29 Rum: 21 Lokman: 14-15-34 Ahzab: 4-6-28-37-50-55-58-59-73 Yasin: 36 Saffat: 133-135-149-153 Saad: 43-44 Zümer: 6 Mü’min: 8-24-26-40 Ahkaf: 15 Muhammed: 22 Fetih: 12-13-25 Hucurat: 11-13 Zariyat: 26-30-49 Tur: 25-27-39 Necm: 21-22-27-28-32-45-46 Hadid: 12-13 Mucadele: 1-4 Mümtehine: 3-10-12 Tegabun: 14 Talak: 1-7 Tahrim: 1-6-10-12 Mearic: 11-12-29-30 Cin: 3 Abese: 34-37 Tekvir: 8-9 Mutaffifin: 31 İnşikak: 9-13 Buruç: 10 Leyl: 1-3 Tebbet: 4-5 Felak: 4

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yaşar Saim Aslan
    Yaşar Saim Aslan

    aydınlatıcı bilgiler icin tesekkrülerimi sunuyorum.

    Cevap Yaz
  • İbrahim Kıymet
    İbrahim Kıymet

    tebrikler.. sizi de sayfama beklerim..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Yusuf Aygun