İnadına çoğalan ve kulakları sağır edercesine adamı soluksuz bırakan sessizlik..Ve onca dağılmış, dört bir yana savrulmuş duyguların ortasında, ismini koyabildiğim tek şey…
Sensizlik…
Yüreğimden kopan parçaları sıvamakla meşgul zaman..Mağrur bakışların ardında gizlice saklanan..Göz yaşım, gülüşüm ve sana aldanışım..Yarım kalan bir söz gibi..Bir yanı eksik..
Adı yok bunun..Yani her gece bin yılın özlemini alıp koynuna, asırlık sorgularda uykusuz saatler geçirmenin..Zamansız yola düşmenin mesela, kaldırım taşlarında öfkenin derin izlerini bırakarak ve “giderken” bana söylediklerini cebime doldurarak, yönsüz ve amaçsız yürümenin…Şiir yazmanın, türkü söylemenin, yokluğunun suratına tükürüp, sensizliğin doğduğu her sabaha, bıkıp usanmadan küfretmenin..Biliyorum ve bu yüzden susuyorum artık..
Adı yok..Seni Sevmenin…
Bir kavgam var oysa benim..İçinde bin ölümler taşıyan..Eğer yoksul bir
çocuğun bakışlarında, yarına dair bir avuç umut olamıyorsam, kirli yüzüne inat, tertemiz bakışlarına bir tebessüm bırakıp, saçını okşayamıyorsam..
Göremiyorsam eğer sokağa düşmüş kadının saklı masumiyetini, usulca örtüp üzerini yüreğinde ki sancıyı hissedemiyorsam..Sevemiyorsam taşını toprağını bu ülkenin..Dalkavuk düşüncelerin, alçak ve onursuz kalemlerin, soysuzun, namerdin ve hain dediğim o şekilsiz tiplerin üzerine gidemiyorsam.Ürküyorsam gülüm..Çekiniyor.. yada korkuyorsam..Çiz üzerini ismimin..Beş para etmez adamlığım..O vakit ben, koskoca bir hiç’im…
Sana mı, yoksa sensizliğe mi geç kaldım..Bilmiyorum..Böyle bir kavganın ortasında hani kan revan içinde kalmışken ellerim, nedendir, niyedir sana öykünmelerim? Hangi sorunun cevabıdır aklımda duruşun, hangi yarama devadır, kanayan yüreğime ilaç mı olur dokunuşun? Yoksa ölümcül bir hata mı bu? Zamansız bir tesadüfte keskin bir kılıç darbesi, omzuma saplanan derin bir kurşun yarası, alın yazgımda gözden kaçırdığım, atladığım bir satır arası mı?
Neden bu kadar tanımsız her şey?
Artık gidiyorum kadın..Bundan böyle ne düşlerin ne gülüşlerin olacak bana dair..Ne sustuğun, ne söylediğinim senin..Topla özlemlerini, bir de saçına dokunduğum an’ı, gözlerine dalıp gittiğim an’ı, seni öptüğüm, seni bulduğum, seni bildiğim an’ı..Topla bana dair ne varsa içinde..Ben ki yüreğinde üzeri tozlanmış silik bir anı..
Usulca Deniz’e bırak duygularını…
Dilerim yüreğin bir ömür boyu dert görmesin..Hiç bir kavganda hiç bir yerde ve hiç bir zaman yenilmeyesin…Mutluluk yüreğine yuva kursun..Umut dediğin her doğan güneşte saçlarına dokunsun..Yanlışa düşme, soysuza ilişme, kahpeyle konuşma..Dost yürekler her daim kapını çalsın..Yüzünden gülüşün eksilmesin yar..Korkular, acılar, kavgalar düşünde kalsın…
Hoşça kal adını sustuğum kadın..
Gözümün nuru oldu aydınlığın..
Şimdi sözün bittiği yer..
Gölgemin sokağında yittiği yer..
Başlar şehr-i diyarımda yalnızlık..
Adresi belli satırlar…
Adı Ayrılık………………..
Uğur Deniz ÜlkegülKayıt Tarihi : 23.9.2005 07:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hangi aşk filmi böylesi güzel bir hikayeye ev sahipliği yaptıki bugüne dek.
Ve kaç adam yürek böylesi başı dik el sallayabildi ıssızlığa..
Keşke sonu gelmeseydi bu adresi belli şiir ve mektupların.Ama hiçbir şey sonsuz değil ne yazıkki..Belki sadece yüreklerdeki sevdalar uzanır sonsuzluğa..
Teşekkürler Deniz,bu müthiş duygu sağanağında bizi ıslattığın seri için.
Kal dostlukla.
Mehtap
TÜM YORUMLAR (1)