Adnan Çakır Şiirleri - Şair Adnan Çakır

Yaşamda nice yaşlar gördüm.
ama hiçbiri
sana döktüğüm yaşlar kadar ıslak değildi.
nice güzeller gördüm.
ama hiçbiri
senin kadar güzel değildi.

Anılarım içinde yıkanmış hasretlerim
körpe bir dal gibi sarıyor ruhumu.
Sevdalarım nefesinde erimiş,
Tutkularım buz tutmuş teninde.
Ne desem tersine oluyor herşey inadına.
Kavuşmak varken ayrılık saatlerinin çığlıkları,

Gecelerin getirdiği yerdeyim.
Bir tutam ıslaklıkla bütünleşmiş düşlerim.
Ruhumun derinliklerinde saklanıyor sevdan,
Yalnızlık olmalı yeni adın.
Umutlarımı azat ediyorum,büyüleri kalmamış düşlere.
Beynimde titreyişlere hükmeden

Düşüncelerim kör kurşunlara isabet.
Müjdeli bir çiçek gibi,
Acılar yarınlarıma ipoteğim olmuş.
Yüreğin ve gözlerin avuçlarımda ıslak duruyor.
Gözlerin boyuyor sensiz geçen gecelerimi.
Gölgeler hala duvarlarda,

Zamanın pençesinde yaşanırdı,yürekli sevdalar.
Ne bir gölgenin himayesine muhtaçtı,
Ne bir sahte ayaz haykırışlarına duyarlıydı gönüller.
Adam gibi yaşanırdı yüreklerde.
Bir yağmurun ıslaklılığı gibi perişan,
Şairin kalemi kadar keskindi sevdalar.

Bir kapıdan çıkıverir gözlerinin kıvılcımları
başaklar tutuşur ardısıra.
hüznünün yoğunlaştığı,sinema şeridinin yürüdüğü anlarda
kapıları kapatman nafile.
Kim duyacak sessiz çığlıklarını,
Ya da kim mani olacak gölgelere.

Gözyaşlarını siliyor gökyüzü,
Delicesine öfke içinde denizler.
Yerler utançlardan al al olmuş,
Gölgeler koşuşturuyor duvarlarda.
Yürekler sancılar içinde ağlamaklı,
Karmakarışık çığlıklar kulaklarda.

Bugün şu kadar gün bitti.
Ben mi bitirdim ömrümü,
Bilemiyorum.
Uykularım bölünüyor geceleri.
Korkularla sarılıp yatmak canımı acıtıyor.
Beynimde rengarenk düşünceler dans ederken,

Gel diyemezsin simdi bana; çok zor sevdim kendimi yeniden.
Hem gelsem, üstünü örtsem ne fark eder;
Uyandığında yine ben olmayacağım ki.
Bu gece sabaha kadar seni beklesem ne fark eder;
yarınımızda biz yokuzki.
Masallar anlatsam yeniden bize dair, ne fark eder.

Günahların intihar ettiği bir zamanın içinde,
Özgürlüğü istercesine,
Saklanmış sevginin dışarı çıkışları başlıyor.
Ve yerleşiyor hasret dolu gönüllere.
Tenlerdeki o kıpırdanışların çıkardığı seslerden,
gökyüzü sarmaş dolaş olmuş gönüllerle.