Yirminci yüzyılın sonlarında ve peşi sıra gelen yirmibirinci yüzyılda teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir hızla ilerler iken yaşantımızda da derin izler bırakıyor, hayatımızı baştan sona etkiliyor. Bunların en başında da bilgisayar ve İnternet kullanımı geliyor haliyle... Yirmi birinci yüzyıla değişik isimlendirmeler veriyor insanoğlu... Kimi Bilişim Çağı diyor, kimi Uzay Çağı, kimi Bilgisayar Çağı... Bakıyorum şöyle insanlığa ve insanoğluna pek de aslında icat edilecek bir şey kalmadı gibi alet edevat açısından düşünecek olursak. Her ne kadar bazı hastalıkların kesin tedavisi (kanser gibi, Alzheimer gibi, AİDS gibi) bulunamamış ise de insanlık bu hastalıklara çare bulmak için var gücü ile çalışıyor, çırpınıyor. Eminim ki eninde sonunda hastalıklarında üstesinden gelinecek bilimsel buluşlar sayesinde...
Bilişim ve bilgisayar çağı da dedik ya, yaşadığımız yirmi birinci yüzyıla, bilişim, o kadar geniş bir kavram ki aklınıza gelebilecek bir çok şey bilişimin konusu içinde yer alıyor haliyle. Bilgisayar, İnternet ve sosyal medyada bunların en başlıcalarından. Günümüz Türkiye'sinde ve diğer gelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde bilgisayar ve sosyal medyayı kullanmayan insanlar nerede ise yok denecek kadar az. Bir de çoğu zaman, sosyal medya kullanıcıları tarafından küçümseniyorlar çeşitli ortamlarda. ''Aaa sizin daha fecebook'unuz yok mu? '' Ya da ''Bu gün Twitter kullanmayan insan olur mu hiç, nasıl olmaz sizin, anlamış değilim.'' İşte böyle durumlar. Sanki siz ananızın karnından twitter ya da face ile mi doğdunuz?
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış